İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Konusundaki Uluslararası Sözleşmeler
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çok sayıda uluslararası sözleşme vardır. Bunların önemli bir kısmını ILO sözleşmeleri oluşturmaktadır. İSG alanındaki uluslararası sözleşmeler ve bunlara ilişkin detaylar aşağıda yer almaktadır.
ILO Sözleşmeleri
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), tüm dünyada emeğin insani koşullarda benimsenmesini hedeflemektedir. Bu hedefini kendi Anayasası’nda açık olarak belirtmektedir. ILO Anayasası’nda; emeğin herhangi bir ülkede insani koşullarda benimsenmemesinin, diğer ülkelerdeki durumun iyileştirilme çabalarını engelleyeceği ifade edilir.
Anayasası kapsamında ILO’nun temel hedefinin; sosyal adaletin, insan ve çalışma haklarının iyileştirilmesi; ekonomik şartların, istihdam imkanlarının, çalışma koşullarının yükseltilmesidir. ILO, söz konusu hedefe ulaşabilmek için çalışma hayatına dair standartları belirler ve bu standartları sözleşmeler ile güvence altına alır.
Üye ülkeler, kendi yasal prosedürlerine uygun şekilde sözleşmeleri onayladıktan sonra buradaki hükümleri uygular. Dolayısıyla ILO sözleşmeleri, iş sağlığı ve güvenliği alanında çok önemli bir yer tutar.
ILO tarafından hazırlanan ve üye devletlerce onaylanan çok sayıda sözleşme vardır. ILO sözleşmelerinin tamamı üye ülkelerce onaylanmayabilir. Üye ülkeler bu noktada kendi yasal prosedürlerine ve standartlarına uygun olanları onaylar.
Türkiye tarafından onaylanan 59 adet ILO sözleşmesi bulunmaktadır. 8 adet olan temel sözleşmelerin tamamı, 4 adet yönetişim sözleşmesinden 3 tanesi ve 177 adet olan teknik sözleşmeden 48 tanesi Türkiye tarafından onaylanmıştır.
Türkiye ilk olarak işsizlik sözleşmesini (2 No’lu), örgütlenme özgürlüğü (tarım) sözleşmesini (11 No’lu) ve haftalık dinlenme (sanayi) sözleşmesini (14 No’lu) onaylamıştır.
Bunların ardından ise en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğinin yasaklanması ve ortadan kaldırılmasına ilişkin acil eylem sözleşmesi (182 No’lu), gemi adamlarının ülkelerine geri gönderilmesine ilişkin sözleşme (166 No’lu), sağlık hizmetlerine ilişkin sözleşme (161 No’lu) ve mesleki rehabilitasyon ve istihdam sözleşmesini (159 No’lu) imzalamıştır.
Türkiye’nin onaylamış olduğu bazı önemli sözleşmeler ve bunlara ilişkin detaylar şu şekildedir:
Cebri veya Mecburi Çalıştırmaya İlişkin Sözleşme (Zorla Çalıştırma Sözleşmesi) (1930) (No:29)
Bu sözleşme, adından da anlaşılacağı üzere zorla çalıştırmayı engellemeyi hedeflemektedir. Mahkumların belli denetimlerde çalıştırılması, askerlik hizmetleri, savaş ve doğal afet gibi olağanüstü dönemlerdeki çalıştırmalar, sözleşme kapsamında yer almaz. Bunlar, zorla çalıştırmaya ilişkin istisnai durumlar olarak kabul edilir.
Sendika (Örgütlenme) Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması Sözleşmesi (1948) (No:87)
Bu sözleşme, işçi ve işverenlerin örgütlenme hakkını güvenceye alır. İşveren ve işçiler, izin almaksızın kendi örgütlerini kurabilir. Ayrıca sözleşme, kurulan örgütlerin resmi müdahalelerden bağımsız olmasını da öngörmektedir.
Teşkilatlanma ve Kolektif Müzakere Hakkı Prensiplerinin Uygulanmasına Müteallik Sözleşme (Örgütlenme ve Toplu Sözleşme Hakkı Sözleşmesi) (1949) (No:98)
Sendikalaşmayı güvenceye alan sözleşmedir. Ayrıca işveren ile yapılan müzakerelerin bu teşkilatlanma sonucunda ortaya çıkan sendikalar üzerinden yapılması da sözleşmenin konuları arasında yer almaktadır.
Eşit Ücret Sözleşmesi (1951) (No:100)
Bu sözleşme ile erkek ve kadınların cinsiyetleri dikkate alınmaksızın, eşit işlerde çalışanlara eşit ücret ödenmesi öngörülmektedir. Ayrıca çalışanlara verilen sosyal hakların da aynı olması istenmektedir.
Zorla Çalıştırmanın Yasaklanması Sözleşmesi (1957) (No:105)
Zorunlu veya zorla çalıştırmanın her türlüsünün yasaklanmasını öngörmektedir. Ayrıca ideolojik veya siyasal görüşlerden dolayı cezalandırmayı da yasaklamaktadır.
Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesi (1958) (No:111)
Ayrımcılık politikası; iş verme, çalışma ve eğitim şartlarının düzenlenmesinde renk, ırk, din, cinsiyet, ulusal kimlik, siyasal görüş ve sosyal kökenin dikkate alınmasıdır. Bu sözleşme, ayrımcılığın ulusal politikalarla önlenmesini, uygulamada ve fırsat noktasında eşitliğin sağlanmasını hedeflemektedir.
Asgari Yaş Sözleşmesi (1973) (No:138)
Çocuk işçiliğin ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir sözleşmedir. İşe kabullerde asgari yaşın, zorunlu temel eğitimin tamamlandığı yaştan daha küçük olmayacağına öngörür.
En kötü Çocuk İşçiliği Biçimleri Sözleşmesi (1999) (No:182)
Sözleşmenin temel amacı, çocuk işçiliğin en kötü şekillerinin acilen ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaçla alınması gereken önlemleri kapsamaktadır. Sözleşme, en kötü çalıştırılma biçimlerini de tanımlamaktadır. Bunlar; zorla askere alınma, kölelik, pornografi ve fuhuş gibi yasadışı amaçlarla kullanma, ahlaki değerlere zarar verecek işler şeklindedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına ilişkin Sözleşme (1981) (No:55)
İSG alanındaki en önemli sözleşmelerden biri olarak kabul edilir. 3 Haziran 1981’de çıkan bu sözleşme Türkiye’de 07.01.2004/5038 tarih ve sayılı kanun ile yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giriş tarihi ise 22 Nisan 2005’tir.
İlgili sözleşme, üye ülkelerin ulusal şartlar ve uygulamalara göre ve en yüksek sayıda temsil kabiliyetine sahip işçi ve işveren kuruluşlarının önerileri ile iş sağlığı ve güvenliğine dair ulusal politika geliştirmesini ve söz konusu politikaların uygulanmasını ve periyodik olarak denetlenmesini öngörmektedir. İlgili politikanın hedefi; işle alakalı ve iş esnasında oluşan kaza ve yaralanmaları, iş ortamındaki riskleri olabildiğince azaltmaktır. Sözleşme içerisindeki önemli detaylar şu şekildedir:
- İSG ile alakalı problemlerin tespiti, çözümü ve uygun yöntemlerin geliştirilmesi için periyodik olarak durumun değerlendirilmesi gerekir.
- Mevzuatın uygulanmasının bir denetim sistemi ile denetlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
- Meslek hastalıkları ile iş kazalarının bildirimi ve istatistiklerinin hazırlanması, bu sözleşme kapsamında zorunludur.
- Çalışma alanlarındaki ekipman, makine ve maddelerin güvenliği noktasında, bunların üreticileri, tasarımcıları ve ithalatçılarının taahhüdü gerekmektedir.
Sözleşme, işletme seviyesinde de bazı faaliyetleri gerekli görmektedir. Bu faaliyetlere ilişkin detaylar ise şunlardır:
- İşverenlerin, çalışma ortamı açısından risk ve tehlike oluşturacak ekipman, madde ve malzemelerle ilgili güvenlik önlemlerini alması gerekir.
- Gerekli şartlarda, çalışanlara kişisel koruyucu donanım (KKD) verilmelidir.
- İki veya daha fazla işverenin olduğu çalışma ortamında, gerekli işbirliği yapılmalıdır. İşverenler, acil durumlar ve ilk yardımla alakalı gereken organizasyonu yapmalıdır.
- İSG konusunda işçi ve işçi temsilcilerine eğitimler verilir.
- İşçi ve işçi temsilcileri, işverenlerle işbirliği halinde olmalıdır.
- Çalışma ortamındaki İSG önlemleri ve eğitimlerinin maliyeti, çalışanlara yansıtılamaz.
İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin Sözleşme (No:161)
İşveren, işçi ve işçi temsilcilerine, en uygun fiziksel, sosyal ve psikolojik şartları sağlayacak seviyede, sağlıklı ve güvenli bir iş ortamı sağlamak ve sürdürmek için gerekli ihtiyaçların karşılanmasını öngören bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin 5.maddesinde; işverenlerin, istihdam ettiği çalışanların sağlık ve güvenliklerinden sorumlu olduğu ifade edilir. Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği konusunda katılımın gerekliliği dikkate alınarak iş sağlığı hizmetlerinin de verilmesi gerekir. Söz konusu hizmetler şunları kapsamalıdır:
- İş sağlığı ve güvenliği risklerinin tanımlanması ve bunların değerlendirilmesi
- Kantinler, sağlık üniteleri ve işverenin vermiş olduğu bu türden hizmetlere ilişkin alanları da kapsayacak şekilde, işçi sağlığını etkileyecek ortamlardaki faktörlerin gözetimi
- Çalışma ortamının tasarımından ekipmanın durumuna, bakımına kadar her detayın planlanması ve organize edilmesi konusunda tavsiyeler verme
- Yeni ekipmanların sağlık açısından değerlendirilmesi türünden uygulamaların iyileştirilmesine yönelik programların geliştirilmesine katılımın sağlanması
- İş sağlığı ve güvenliği, ergonomi, hijyen ve kişisel koruyucu donanım kullanma konularında öneriler verme
- İş ile işçi uyumunun sağlanması
- İşle ilişkisi açısından işçi sağlığının takibi
- Mesleki rehabilitasyon önerilerine katkı verme
- Meslek hastalıkları ve iş kazalarına dair analizlere katılma
- Acil durum ve ilk yardım tedavi hizmetlerinin örgütlenmesi
İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi (2006) (No:187)
Söz konusu sözleşme, 31 Mayıs 2006’da imzalanmış ve 20 Şubat 2009’da yürürlüğe girmiştir. İSG alanındaki önemli sözleşmelerden biridir. Bu sözleşme; üye ülkelerin meslek hastalıklarını, iş kazalarını ve bunlara bağlı ölümleri engellemek için İSG alanına katkı verilmesi için hazırlanmıştır.
İlgili sözleşme, üye devletlerin İSG konusunda ulusal programlar ve sistemler üzerinden, kademeli şekilde, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak için önlemler almasını öngörmektedir. Üye devletler, en fazla temsil kabiliyeti olan işveren ve işçi kuruluşlarının önerileriyle, ILO sözleşmelerini onaylamak için gereken önlemlerin alınacağı konusunda periyodik olarak gözden geçirmekle sorumludur.
Üye devletler, ulusal bir politika geliştirmek suretiyle, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamalıdır. Çalışanların sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı hakkını, geliştirmekle yükümlüdür.
Üye devletler, iş tehlikelerini ve risklerini değerlendirmek, bunlarla kaynağında mücadele etmek, danışma, bilgilendirme ve eğitimi kapsayan sağlık ve güvenlik kültürü oluşturmak türünden temel ilkeleri geliştirmelidir.
AB 89/391 EEC Sayılı Direktif
Direktifin tarihi 12 Haziran 1989’dur. Direktifin temel hedefi; iş sağlığı ve güvenliğinin iyileştirilmesi amacıyla önlemlerin alınmasıdır. Bu kapsamda mesleki tehlikelerin engellenmesi, kaza ve tehlike unsurlarına ilişkin bilgilendirme, işçi sağlık ve güvenliğinin korunması, işçi ve temsilcilerinin eğitimleri, danışma ve yönetime katılma genel prensipler söz konusudur.
İlgili direktifler, polis teşkilatı ile silahlı kuvvetler haricindeki bütün özel ve kamu alanlarında uygulanır. İlgili direktifteki önlem terimi; mesleki tehlikelerin minimize edilmesi veya tam olarak engellenmesi için işin her evresinde alınan ve planlanan tedbirlerin tamamı şeklindedir.
İşveren Yükümlülükleri
Bu direktifte bulunan ve işveren yükümlülüklerine dair hususlardan bazıları şu şekildedir:
- İşle ilgili konularda işçilerin sağlığının işveren tarafından korunması gerekir.
- İşverenin dışarıdan hizmet getirmesi, bu noktadaki görev ve sorumluluklarını ortadan kaldırmayacaktır.
- Sorumlulukları kapsamında işverenler, çalışanların sağlık ve güvenliklerini korumak, mesleki riskleri engellemek, kurumsal gereklilik ve eğitim için her türden önlemi olmalıdır.
- Durumun daha iyi olması için işveren, değişen şartlara uyum sağlamalıdır.
- Aşağıda yer alan ilkelere uygun şekilde işverenlerin koruma önlemleri alması gerekir:
- Tehlikeleri engellemek
- Engellenemeyen tehlikeleri değerlendirmek
- Tehlikelerle mücadeleye kaynağından başlamak
- İşleri, çalışanlara uygun hale getirmek
- Çalışma ortamı tasarımında, iş makinesi ve çalışma yöntemlerinin seçiminde, sağlık ve güvenliği dikkate almak ve monotonluğu azaltmaya odaklanmak
- Teknik konularda yaşanan gelişmelere uyum sağlamak
- Tehlikeli unsurların yerine tehlikesiz olanları, mümkün olmayan durumlarda ise az tehlikeli olanları tercih etmek
- İş ortamına dair şartları, iş organizasyonunu, teknolojiyi ve sosyal ilişkileri bir bütün olarak dikkate almak ve bunların birbirini destekleyeceği şekilde önlemler politikası oluşturmak
- Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerinden daha fazla önem vermek
- Çalışanlara uygun talimatları vermek
- Tehlike değerlendirmesini yapan işveren tarafından alınması gereken önlemler şunlardır:
- Koruma seviyesinin yükseltilmesi
- Riskli alanlara sadece ilgili eğitimleri alanların girmesi
- Yenilikler konusunda işçilerin düşüncelerinin alınması
- Görev dağılımın kişilerin becerilerinin göz önünde bulundurulması
- Hiyerarşik düzene entegre olunması
- Alınan önlemlerin getirmiş olduğu mali yükler, çalışanlara yansıtılamaz.
- Risk değerlendirmesi sonrasında işveren, tehlikeye maruz kalacak çalışan grubunu bilir ve bu grubun gereken durumlarda KKD kullanmasını sağlar.
- Üç gün veya daha uzun süre işe gidilmesine engel olan iş kazaları listelenir.
- İşçiler istedikleri periyodik olarak sağlık kontrolünden geçer
- Olası risklere karşı çalışanların sağlık gözetiminde olmaları sağlanır.
Koruyucu ve Önleyici Hizmetler
Bu direktifler içerisinde koruyucu ve önleyici hizmetlere dair detaylar da vardır. Bu detaylar şu şekildedir:
- Ek bir yük getirmemek şartı ile işveren tarafından bir veya daha fazla çalışan İSG konusunda görevlendirilir.
- İşveren, İSG konusunda dışarıdan personel veya hizmet alabilir.
- Çalışanlar, riskler ve önlemler konusunda bilgilendirilir.
- İlk yardım, yangın ve tahliye gibi konularda gereken önlemler alınır.
- Ciddi risklerin ortaya çıkması halinde işveren, işçilerin çalışmayı bırakarak güvenli bir yere gitmelerini sağlar.
Bu direktiflerde çalışanların bilgilendirilmesi, çalışanlarla istişare, yönetime dahil olmaları, çalışanlara eğitim verilmesi konularında da düzenlemeler vardır.
Çalışanların Yükümlülükleri
Çalışanların yükümlülükleri ile ilgili direktifler ise şu şekildedir:
- KKD ekipmanları talimatlara uygun olarak kullanılır.
- İşle ilgili araç, gereç ve ekipmanlar talimatlara göre kullanılır.
- Ciddi ve ani gelişen tehlike durumlarında işveren veya temsilcisi bilgilendirilir.
- İş sağlığı ve güvenliği tedbirleri sırasında işbirliği yapılır.
- Kendilerini riske edecek bir davranışta bulunmazlar.