Çalışma ortamı gözetimi sürecinde, ilk olarak iş yerlerindeki risk etmenlerinin tespit edilmesi gerekir. İş yerlerindeki başlıca risk etmenleri; fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikososyal, ergonomik risk etmenleri ve tozlar/lifler şeklindedir.

Fiziksel Risk Etmenleri

  • Gürültü
  • Titreşim
  • Termal Riskler (Aşırı sıcaklık, alev, aşırı soğuk vb.)
  • Radyasyon riskleri
  • Mekanik Riskler (Çarpma, yüksekten düşme, kayma vb.).
  • Elektrik kaynaklı riskler (Elektrik kaçağı, kısa devre vb.)

Kimyasal Risk Etmenleri

  • Sıvılar (Sıçrama, yanma, sıvıyla temas vb.)
  • Gaz/Buharlar (Zehirli gaz soluma, yangın, gaz sıkışması vb.)
  • Aerosoller (Yangın, duman vb.)

Biyolojik Risk Etmenleri

  • Sıvılar (Sıçrama, yanma, sıvıyla temas vb.)
  • Gaz/Buharlar (Zehirli gaz soluma, yangın, gaz sıkışması vb.)
  • Aerosoller (Yangın, duman vb.)

Psikososyal Risk Etmenleri

  • Mobing
  • Stres
  • Yönetsel unsurlar (Sendika, primler, maaş vb.)
  • Çalışma süresi ve şekli (Uzun vardiyalar, monoton çalışma şekli vb.)
  • Çalışanlarla bağlı durumlar (Gebelik, deneyimsizlik, emzirme vb.)

Ergonomik Risk Etmenleri

  • Tekrarlayan hareketler
  • Ara vermeden çalışma
  • Statik çalışma
  • Zorlayıcı hareketler
  • Monoton çalışma
  • Zorlayıcı postürde (duruş) çalışma

Ergonomik Risk Etmenleri

  • Tekrarlayan hareketler
  • Ara vermeden çalışma
  • Statik çalışma
  • Zorlayıcı hareketler
  • Monoton çalışma
  • Zorlayıcı postürde (duruş) çalışma

Tozlar/Lifler

  • Silis
  • Organik-inorganik
  • Kömür
  • Asbest

Kaynakların önemli bölümünde tozlar ve lifler, kimyasal risk unsurlarının aerosoller alt başlığında yer almaktaydı. Fakat yaygın şekilde görülen bir etken olması ve bazı tozların kimyasal etken sınıfında yer almaması nedenlerinden dolayı, ayrı bir başlık olarak sınıflandırılmıştır.

Çalışma Ortamı Gözetimi Nedir?

Çalışma ortamı gözetimi; iş yerlerindeki iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereğince yapılması gerekli olan ölçümlerin planlanması, uygulamaların kontrol edilmesi, periyodik bakım ve kontrollerin gerçekleştirilmesidir.

İşçilerin sağlık gözetimi ise çalışanların sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi için çalışanlara sağlanan her türden sağlık hizmetidir. Dolayısıyla çalışma ortamı gözetimi, bu kavrama göre çok daha kapsamlıdır ve iş yerindeki bütün risklere karşı yapılacak ölçümleri, düzenlemeleri ve önleyici faaliyetleri içermektedir.

Toz ölçümü, gaz ölçümü türünden faaliyetler, ölçümlerden elde edilen değerlerin mevzuata uygunluğu ve bu kapsamda gerekli tedbirlerin alınması, çalışma ortamı gözetimine örnek olarak gösterilebilir.

Çalışanların sağlık gözetimi için yürütülen faaliyetlerin merkezinde işyeri hekimi vardır. Buna karşın çalışma ortamı gözetimi faaliyetlerinin merkezinde ise iş güvenliği uzmanı bulunur. Birçok konuda işyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanı (IGU) birlikte hareket etmek zorundadır. Bundan dolayı ortam gözetimi ile sağlık gözetimi, direkt ilişki içerisinde olan alanlar olarak kabul edilir.

Çalışma ortamlarındaki kazaların engellenmesi için yapılan çalışmalara katılmak, bu konuda işverene tavsiyeler sunmak da işyeri hekiminin görevleri arasındadır. Acil durum planlarının hazırlanmasına, bu tür durumlar için eğitim ve tatbikatların yapılmasına kadar farklı görev ve sorumlulukları vardır.

Çalışan sağlığı açısından iş yerindeki ortam ve şartların işyeri hekimi tarafından iyi bilinmesi gerekir. İşyeri hekimi, ortama dair risk analizleri ve kontrolleri yapmalı, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri kapsamında işverene tavsiyeler vermeli ve bunları takip etmelidir.

İşverenin temel yükümlülükleri arasında çalışma ortamı gözetimi de yer almaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun ikinci bölümünde; işverenlerin, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda tam yükümlü ve sorumlu oldukları belirtilir. İşverenlerin, bu kapsamda alınan önlemlere uyulup uyulmadığını takip etmesi, çalışanları bilgilendirmesi, İSG eğitimleri vermesi gerekir.

Gözetim Amaçlı Biyolojik İzlemek ve Ortam Ölçümü

6331 sayılı İSG Kanununa göre; risk değerlendirilmesi sırasında belli risklerden etkilenmesi muhtemel çalışanların durumlarının, işveren tarafından dikkate alınması gerekir. Buna ek olarak işveren, İSG kapsamında çalışma ortamı ve çalışanların maruz kaldıkları risklerin belirlenmesi için gerekli kontrol, ölçüm ve değerlendirmelerin yapılmasını sağlar. İşverenin diğer görevleri:

  • Acil durumların olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapmak
  • Acil durum planlarını hazırlamak

Çalışma ortamı gözetimi noktasında işverene rehberlik yapılması, sağlık gözetimi uygulamaları, çalışma sonuçlarının kaydedilmesinden OSGB ve İSGB’ler sorumludur.

İlgili mevzuat ve yönetmeliklere göre işyeri hekiminin görevleri şunlardır:

  • Çalışma ortamının gözetimi ve çalışanların sağlık gözetimi ile ilgili işverene rehberlik etmek
  • Gerekli durumlarda çalışma ortamıyla alakalı ölçümleri planlamak, yapılmasını sağlamak
  • Sağlık gözetimi sonuçlarına göre İSG uzmanıyla birlikte, ortam gözetimi kapsamında gerekli ölçümlerin yapılmasını sağlamak
  • Ölçüm sonuçlarını değerlendirmek
  • Sağlık problemlerinden dolayı işe gelmeyenlerin durumları ve çalışma alanındaki riskler arasındaki ilişkiyi incelemek

Çalışma Ortamının Gözetimi ile İlgili İstatistik ve Kayıtlar

Çalışma ortamı gözetimi sürecinde bazı kayıtların tutulması gerekir. Bunlara ilişkin detaylar şu şekildedir:

  • Ölçümler ile bulguların tamamını kaydetmek
  • Çalışanlara bilgi vermek
  • Risk değerlendirmelerindeki verilerden yararlanmak
  • Tutulan kayıtları en az 15 yıl muhafaza etmek

Çalışma ortamının gözetimine dair kayıt ve istatistiklere ilişkin işyeri hekiminin de görev ve sorumlulukları vardır. İlgili yönetmeliğe göre işyeri hekiminin bu noktadaki görevleri şu şekildedir:

  • Sağlık gözetimi ile ilgili çalışmaların kaydını tutmak
  • Bakanlık tarafından belirlenmiş olan İSG ile ilgili bilgileri, İSG KATİP sisteminden Genel Müdürlüğe iletmek
  • Sağlık gözetimi ve İSG çalışmalarının sonuçlarının bulunduğu yıllık değerlendirme raporunu IGU uzmanıyla birlikte hazırlamak
  • İş güvenliği uzmanı ile birlikte meslek hastalıkları ve iş kazalarına dair değerlendirmeler yapmak
  • Uygulamaların takibi yaparak yıllık değerlendirme raporu oluşturmak
  • Tehlikeli ve riskli olayların tekrardan yaşanmaması için araştırma ve inceleme yaparak gerekli önlemleri almak

İşyerindeki İSG faaliyetlerine dair bütün kayıtların ve çalışanların kişisel sağlık dosyalarının 15 yıl süre ile saklanması, işverenin sorumluluğundadır. Çalışanların kişisel sağlık dosyalarının saklama süresi, çalışanların işten ayrılması ile başlamaktadır. Ayrıca çalışanların işten ayrılarak farklı bir iş yerinde çalışması durumunda, yeni iş yeri bu dosyayı yazılı olarak talep eder. Bu talepten sonraki bir aylık süreçte kişisel sağlık dosyasının onaylanarak gönderilmesi gerekir. Bütün bunlar, İSG Hizmetleri Yönetmeliği’nin 7.maddesi kapsamında işverenin sorumluluğudur.

Çalışma Ortamı Gözetiminde İSGB ve OSGB’lerin Görev ve Sorumlulukları

İSG Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13.maddesi kapsamında, iş yerlerindeki çalışma ortamının sağlıklı ve güvenli olması için İSGB ve OSGB’lere bazı sorumluluklar yüklenmiştir. Bunlar;

  • Çalışma ortamlarındaki sağlık ve güvenlik risklerine karşı alınacak önleyici, düzeltici ve koruyucu faaliyetleri kapsayacak şekilde, çalışma ortamı gözetimi ile ilgili işverene rehberlik etmek, tavsiyeler sunmak
  • Çalışan sağlığını sürdürmek, geliştirmek ve korumak için yapılan sağlık gözetiminin uygulanması
  • Çalışanlara verilecek İSG eğitimleri ile ilgili planlama yapmak ve işverenin onayına sunmak
  • Yangın, kaza ve doğal afet gibi acil müdahale gerektiren durumların tespiti
  • Acil durum planlarının hazırlanması
  • Acil müdahale ve ilk yardım uygulamaların organize edilmesiyle alakalı diğer birim, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılması
  • Yıllık değerlendirme raporu, yıllık çalışma planı, çalışma ortamı gözetimi, çalışanların sağlık gözetimi, meslek hastalıkları ve iş kazalarıyla ilgili bilgilerin ve çalışma sonuçlarının kaydedilmesi
  • Risk değerlendirmesi sonuçları, işe giriş sırasındaki ve periyodik olarak yapılan sağlık muayenesi bilgileri, meslek hastalıkları ve iş kazaları kayıtlarının gizlilik ilkesi çerçevesinde muhafaza edilmesi

İş sağlığı ve güvenliği hizmeti için OSGB tarafından görevlendirilen işyeri hekimi ile İGU tarafından saklanması gereken onaylı defter suretleri ve diğer belgeler, OSGB arşivinde saklanır. İstenilmesi durumunda yetkili olan memurların incelemesi için çıkarılır. Kendilerinden talep edilmemesi durumunda bile sözleşmenin sonunda tüm kayıt ve dosyaların OSGB’ler tarafından işverene teslim edilmesi gerekir.

İSGB ve OSGB’lerin bu süreçteki görev ve yetkilerine dair diğer detaylar şu şekildedir:

  • OSGB ve İSGB’ler iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sırasında işlerin normal akışını aksatmazlar.
  • OSGB’ler, İSG hizmetlerinin bir bölümünü veya tamamını farklı bir kuruma veya kişiye devredemez.
  • OSGB’lerin istihdam ettiği kişilere dair sözleşmeler, Genel Müdürlüğe 5 gün içerisinde İSG- KATİP sistemi üzerinden bildirilmelidir.
  • OSGB’lerin faaliyetlerini bırakmaları ya da belgelerinin Genel Müdürlük tarafından iptal edilmesi halinde, yetki belgelerinin asıllarını 30 gün içerisinde Genel Müdürlüğe iade etmeleri zorunludur.
  • Sorumlu müdürün görevden ayrılması durumunda, OSGB tarafından en geç 30 günlük süreçte yeni müdürün İSG-KATİP üzerinden atanması gerekir.

İş Güvenliği Uzmanlarının Çalışma Ortamı Gözetimi ile İlgili Görevleri

İlgili yönetmelik (29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı yönetmelik) kapsamında iş güvenliği uzmanlarına, çalışma ortamı gözetimi ile ilgili bazı görevler yüklenmiştir. Bu görevler şu şekildedir:

  • Çalışma alanının gözetiminin yapılması
  • Çalışma ortamında gerekli olan ölçüm ve kontrolleri planlama, uygulamaları kontrol etmek
  • Kaza, patlama ve yangınların engellenmesi için yapılan çalışmalara katkı vermek, bu konularda işverenlere tavsiyeler sunmak ve uygulamaların takibini yapmak
  • Kaza, yangın ve doğal afet gibi durumlar için acil durum planlarının hazırlanması amacıyla yapılan çalışmalara dahil olmak
  • Çalışma ortamına ilişkin İSG çalışmaları ve çalışma ortamı gözetim sonuçlarının yer aldığı yıllık değerlendirme raporunu işyeri hekimiyle birlikte hazırlamak

Bunlar, iş güvenliği uzmanlarının çalışma ortamı gözetimi kapsamındaki görevleridir. Uzmanların bu süreçteki diğer rolleri ise şu şekildedir:

  • Çalışma ortamındaki tehlikelerin tespiti, risk analizi ve değerlendirmesini yapılması, tehditlerin kaynağında yok edilmesine ilişkin kontrol, analiz ve ölçümlerin yapılmasını sağlamak
  • İSG bakımından gerekli olan periyodik kontrol, bakım ve ölçümleri planlayarak, uygulanmalarını takip etmek
  • İş sağlığı ve güvenliği kurulu içerisinde çalışma ortamı gözetimi ile alakalı açıklamalar ve bilgilendirmeler yapma, danışman rolünü üstlenme ve alınan kararların takibini gerçekleştirmek
  • Yaşanan kazaların, meslek hastalıklarının yinelememesi için gerekli araştırmaları yaparak düzeltici ve önleyici faaliyetlere dair planlamalar gerçekleştirme ve bunların uygulanmasını izlemek

Sağlık Gözetimi Sürecindeki Yükümlülükler ve Bilgilerin Gizliliği

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Ortam Ölçümleri ile İlgili Tanımlamalar

Ortam ölçümü yapılırken veya ölçüm sonuçları değerlendirilirken kullanılan farklı kavramlar vardır. Bunlardan bazılarına ilişkin tanımlamalar şunlardır:

  • Solunum Bölgesi: Kişinin kulaklarını birleştiren çizginin orta noktası merkez olarak kabul eden 30 cm yarıçaplı kürenin, ön bölümde kalan yarısıdır.
  • Sınır Değer: Mutajen ya da kanserojen maddenin, aksi ifade edilmedikçe, çalışanların solunum bölgesi olan havadaki, referans zaman aralığı içerisindeki ortalama konsantrasyonudur.
  • Biyolojik Sınır Değer: Metabolit ve kimyasal maddenin uygun biyolojik alandaki konsantrasyonun üst sınırıdır.
  • Mesleki Maruziyet Sınır Değeri: 8 saatlik süreçte, çalışanların solunum bölgesinde yer alan havadaki kimyasal madde oranının zamana bağlı ortalamasının üst sınırıdır.
  • TLV (Eşik Sınır Değer) (mg/m3): Haftalık 40 saat ya da günlük 8 saatlik çalışma süresi bakımından maruz kalınan kimyasal maddenin advers etki göstermediği konsantrasyonudur. Söz konusu değerin çalışma süresindeki bazı zamanlarda geçilmesi, akut tehlike kabul edilmez. Esas olan, ortalama değerin eşik sınır değeri geçmemesidir.
  • MAK (Müsaade edilen Azami Konsantrasyon): Asla aşılmaması gereken sınırdır. Bu sınırın aşılması halinde akut olarak toksik semptomların ortaya çıkması beklenir.
  • NOEC (No Observed Effect Concentration): Gözlenmemiş etki konsantrasyonu anlamına gelmektedir. Test organizmalarına ciddi bir etkinin olmadığı en yüksek seviyedir.
  • NOEL (No Observed Effect Level): Testlerdeki organizmalarda bir etkinin olmadığı seviyedir. Gözlenmemiş etki seviyesidir. İlgili düzeylerin %1’lik kısmı, günlük alınabilecek doz olarak kabul edilir.
  • PEL (Permissible Exposure Limit): İzin verilmiş olan maruz kalma sınırı olup, kimyasalların aşılmaması gereken 8 saatlik ortalamasıdır. PEL değeri, işçilerin genel olarak emniyette olduğu anlamına gelir. Ancak bu durum, aynı zamanda bazı işçilerin sağlık sorunu yaşama riskleri olduğunu gösterir.

PEL sınırı belirlenirken genellikle akut zararların önlenmesine odaklanılır. Buna karşın kronik etkiler dikkate alınmamaktadır.

  • STEL (Short-term Exposure Limit): Kısa bir süreçte temas için izin verilen seviyedir. Kısa vadeli maruz kalma sınırı olup, bu süre 15 dakikadır.
  • TLV-TWA (Threshold limit value – Time Weighted Average): Haftada 40, günde 8 saatlik çalışma sürecinde uzun süreli ve yineleyen maruziyetlerde işçilerin sağlığını bozmayacak zaman ağırlıklı ortalama seviyesidir.
  • TLV-STEL (Threshold limit value Short-term Exposure Limit): Çalışma sırasındaki herhangi bir anda aşılmaması gerekli olan 15 dakikalık zaman ağırlıklı maruz kalma limitidir.

Buradaki maruziyetlerin 15 dakikadan uzun olmaması ve günde 4 defadan fazla yinelenmemesi önemlidir. Sürekli tekrar eden maruziyetlerin arasındaki sürenin 60 dakikadan az olmaması gerekir.

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

İş Yeri Ortam Ölçümleri Nasıl Yapılır?

Çalışan sağlık ve güvenliklerinin olumsuz etkilenmemesi için işveren tarafından gerekli ölçüm ve değerlendirmeler yapılır. İşveren, ideal bir çalışma ortamı oluşturmaktan sorumludur.

Çalışma ortamında işten kaynaklı riskler göz önünde bulundurularak farklı ölçümlerin yapılması gerekir. Bu ölçümler, iş yerinin özelliklerine ve çalışma şartlarına bağlı olarak farklılık gösterebilir. Yapılacak olan iş yeri ölçümleri şu şekildedir:

  • İşyeri Gürültü Ölçümü
  • Gürültü Haritası Çıkarılması
  • İşyeri Toz Ölçümü
  • İşyeri Aydınlatma (Işık Şiddeti) Ölçümü
  • İşyeri Termal Konfor Ölçümü (Hava akım hızı, nem vb.)
  • Kimyasal Maddelerin Ölçümü (Gaz buhar, organik buhar vb.)
  • Titreşim (vibrasyon) ölçümleri

Bunların haricinde çevresel ölçümlerin de yapılması gerekir. Dış ortam ve çevresel ölçümler:

  • Baca Gazı (Emisyon) Analizleri
  • Hava kalitesi Ölçümü ve Modellemesi
  • Uçucu Organik Bileşenler (VOC)

Tüm bu ölçümlerin tamamen profesyonel cihazlar ve aletlerle yapılması gerekir. Ayrıca uzmanlık gerektiren cihazlar, gerekli eğitimi almış profesyonellerce kullanılmalıdır. Ölçümlerin yapıldığı ortam ölçüm cihazları şu şekildedir:

  • Termometre (Ortam sıcaklığı)
  • Barometre (Hava basıncı)
  • Anemometre (Hava akım hızı)
  • Lüksmetre (Işık şiddeti)
  • Vibrasyonmetre (Titreşim)
  • Gaussmetre (Elektromanyetik alan)
  • Radyasyon Dozimetresi
  • Higrometre (Nem)
  • Ses ölçümü: Gürültü Dozimetresi, Desibelmetre, Sonometre Sesölçer
  • Gaz Ölçümleri: Gaz kromatografi, Colorimetrik yöntem
  • Toz Ölçümleri: PM, partikül sayıcı

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Toz Ölçümleri

Tanecik büyüklüğü 300 mikronun altında olan katı tanecikler, toz olarak tanımlanır. Hava veya farklı gazın içerisinde yer alırlar. Tozlar, çalışanlara rahatsızlık verir, görüş mesafesini azaltır, iş verimliliğini ve performansı düşürür. Bunlara ek olarak meslek hastalığı risklerini ciddi anlamda artırır.

Tozlar, solunum ile akciğerlerdeki alveollere kadar ulaşır ve orada birikir. Bu birikme neticesinde pnömokonyoz olarak tanımlanan bir toz hastalığına neden olur. Bu hastalığa neden olan tozların büyüklükleri 0,5 ile 5 mikron aralığındadır.

Toz, birçok sektör için riskli kabul edilir. Bundan dolayı çalışma ortamlarında düzenli olarak toz ölçümleri yapılır. Toz ölçümünün yapılması gerekli olan iş alanlarından bazıları; kömür, mineral, ahşap, tahıl ve benzeri maddelerin üretildiği veya işlendiği yerler şeklindedir.

İş sırasında çalışma ortamlarında, işten kaynaklı bazı gazlar ortama yayılabilir. Söz konusu gazların ortama yayılmalarını engellemek için etkili bir havalandırma sistemi kullanılmalıdır. Eğer böyle bir havalandırma sistemi yoksa bu tür alanlarda gazların düzenliği olarak ölçülmesi ve izlenmesi gerekir. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının engellenmesi için bu bir zorunluluktur.

Dökümhaneler, kaynak ve boya işlerinin yapıldığı alanlar ve benzeri türden diğer iş yerlerinde bu problem vardır.

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Gürültü Ölçümleri

İş yerlerindeki sık görülen risk unsurlarından biri gürültüdür. Gürültü, çalışanların işitme duyusunu direkt olarak etkiler ve kalıcı hasara neden olabilir. Ayrıca yorgunluk, sinirlilik ve uykusuzluk gibi problemlere de yol açar.

Gürültü, işitme sağlığına olumsuz olarak etki eden, insanların psikolojik ve fiziksel dengelerini bozabilen, verimlilik ve performans azaltabilen, çevresel sakinliği ve güzelliği olumsuz etkileyen bir tür kirliliktir. Çalışma ortamlarında gürültünün olması durumunda işverenlerin;

  • Düzenli olarak gürültü ölçümü yaptırması,
  • Çalışanların periyodik olarak işitme seviyelerini (odyogram) kontrol ettirmesi,
  • Gürültünün zararları ve bu zararlardan korunma noktasında çalışanlara eğitimler verdirmesi,
  • Gürültü seviyesinin düşürülmesi için önlemler aldırması,
  • İş yerinde gerekli düzenlemeleri yaptırarak, gürültüyü ortadan kaldırması veya seviyesini düşürmesi gerekmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği açısından lokal ve dozimetrik ölçümlerin yapılması gerekir. Bütün ünitelerin gürültü düzeylerini belirleyerek, çalışma ortamı için ızgara haritası veya gürültü seviyesi eğrileri kullanılarak gürültü haritası oluşturulmalıdır.

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Gaz ve Buhar Ölçümü

İş sırasında meydana gelen buhar ve gazlar, önlem alınmadığında sağlık sorunlarına neden olabilir. Gaz-buhar ölçümleri, bu açıdan çok önemlidir. İlgili ölçümler için farklı teknik ve yöntemler kullanılmaktadır. Bunlara dair detaylar şöyledir:

·         Kolorimetrik Yöntem

Cam tüp içerisinde yer alan ve duyarlı olduğu bilinen buhar ve gazlara göre özel olarak maddelendirilmiş bir materyal kullanılır. Bu materyalden, ortamın havası belli bir hızda ve miktarda geçirilerek renk dönüşümü izlenir.

·         Kromatografik Yöntem

Gaz pompaları üzerinden ortam havası belli bir hızda ve miktarda, aktif karbonun olduğu cam bir tüpten geçirilir. Böylece ortamdaki kimyasalların aktif karbonda absorblanması hedeflenir. Absorbe edilen bileşik ve gazlar ise detektörün duyarsız olduğu bir sıvıya desorbe edilir. Böylece gazların analizi gerçekleştirilir.

·         Sensör-Dedektör Yöntemi

Bu yöntemde ölçülmesi hedeflenen gaz ve diğer bileşiklere hassasiyeti olan detektör, sensör ve dalga boylarını kullanan portatif cihazlardan yararlanılır. Bu cihazlar çalışanların üzerine takılarak sabit bir noktada ölçüm yapılması sağlanır. Ek bir laboratuvar gerektirmemesi ve ölçüm sonuçlarının cihaz üzerinden anında alınması, yöntemin artılarındandır.

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Termal Ölçüm

Dinlenme ve çalışma sürecinin her anında ortamda ısı rahatlığının sağlanması, termal konfor olarak kabul edilir. Termal konfor veya termal rahatlık, bireyin kendini en rahat hissettiği ortamdır. Her ne kadar kişisel özelliklere göre değişkenlik gösterse de, termal rahatlığa etki eden temel unsurlar hava akışı, sıcaklık ve nemdir.

Ortamdaki termal unsurların her birinin uygun bir cihazla ölçülmesi çok önemlidir. Sıcaklık için cıvalı termometre, bağıl nem için psikrometre, hava akım hızı için katatermometre ve ışınım sıcaklığı içinse globe termometre kullanılır.

Sıcaklık, ortam konforu için en önemli değişkenlerden biridir. Sıcaklığın artması durumunda insanlarda meydana gelecek değişimler şu şekildedir:

  • Kalp hızı ve nabız sayısı artar.
  • Cilt ısınır.
  • Kan dolaşımı hızlanır.
  • Vücut yüzeyindeki kan miktarında artış görülür.
  • Terleme meydana gelir
  • Terleme ile birlikte yüksek ısının etkisi azaltılır.
  • Beden duruşunda değişimler olur.
  • Yağ dokusu artar (uzun vadeli sonuç).

Sıcaklığa maruz kalma durumu sürer ve hipertermi artarsa, terleme duracak, cilt kuruyacaktır. Bu aşamadan sonra ise bulantı, kusma, baş ağrısı, kas krampları ve tehlikeli düzeyde vücut ısısının artması meydana gelecektir.

Kış için uygun giyinen birisi için ideal ortam sıcaklığı 20-22 °C seviyesindeyken, yaz için uygun giyinen biri için ideal ortam seviyesi 20-24 °C arasındadır. Bunların haricindeki çok soğuk ve çok sıcak ortamlar, çalışan performansını ve verimliliğini olumsuz etkiler. Çalışma ortamının sıcaklığının 15 °C seviyesinden düşük olmaması gerekir. Ancak durağan ve hafif işlerde, bu değer dahi çalışanların rahat edeceği sıcaklıktan düşüktür.

Yapılacak işlere göre ortamın ideal sıcaklığı farklılık gösterir. Yapılan işlere bağlı olarak ideal ortam sıcaklıkları şu şekilde olmalıdır:

  • Sedanter Mental İş: 22 °C
  • Sedanter Hafif İş: 19°C
  • Ayakta Hafif İş: 18°C
  • Ayakta Ağır İş: 17°C
  • Çok Ağır İş: 15 °C

Fırınlar gibi ısı kaynaklarına yakın çalışanlarda susama, cilt sıcaklığının artması, kalp atış hızının yükselmesi, baygınlık ve benzeri belirtiler ortaya çıkabilir. Bu türden yerlerde 20 dakika çalışma ve hemen ardından 10 dakika serinleme, dinlenme dönemi döngüsünün uygulanması tavsiye edilmektedir.

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Aydınlatma Ölçümü

İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü ile uluslararası standartlara uygunluk için periyodik olarak aydınlatma ölçümlerinin yapılması gerekir.

Yeterli ve uygun seviyede gerçekleştirilen ve işe uygun olan aydınlatma, görme sağlığının korunması noktasında çok önemlidir. Sanayi alanlarında doğru aydınlatma, iyi görme, sağlıklı çalışma ortamı, güvenlik ve konfor artırıcı bir unsur olarak kabul edilir. Buna karşın uygunsuz ve yanlış aydınlatma ise şunlara neden olur:

  • Sinirlerin gerilmesi
  • Yorgunluk hissinin oluşması
  • Göz yorgunluğu
  • Uyum hastalıkları
  • İşlenen suçların artması
  • İş yapılmasının zorlaşması
  • Verimlilik ve performans düşüşü
  • İş kalitesinde azalma
  • Ekonomik zararlar
  • Yaya ve taşıtların güvenliklerinin tehdit edilmesi
  • Kazalar

Bu türden olumsuzluklar yaşamamak için aydınlatmanın doğru ve kaliteli olarak yapılması gerekir. Doğru aydınlatmanın özellikleri şunlardır:

  • İyi yayılmış
  • Şiddetinin düzenli olması
  • Gölgeye neden olmama
  • Göz kamaştırıcı etki yapmama
  • Doğru renk

Doğru ve kaliteli aydınlatmaya ilişkin temel özellikler bu şekildedir. Bunlar, ortam şartlarına göre farklılık gösterebilir.

·         Aydınlatma Ölçümü Nasıl Yapılır?

Mum, ışık şiddeti ölçüm birimidir. 1 metrelik yarıçapa sahip bir yuvarlağın merkezindeki 1 mum şiddetindeki ışık kaynağının, söz konusu 1 metrekarelik alana verdiği ışık miktarı, lümen olarak isimlendirilir. İlgili alandaki ışık seviyesi, 1 lümendir ve verilen aydınlığın şiddeti ise 1 lux olarak ifade edilir. Aydınlatma ölçümü, lüksmetre isimli cihazla gerçekleştirilir.

İnsan gözü tarafından görülen ışık, saniyede 300 bin km’lik hıza sahip olan elektromanyetik titreşimlerdir. Bunların dalga uzunluğu yaklaşık 400-800 milimikron olup, görme duyusunun uyarılmasına nene olurlar.

400 milimikrondan küçük olanlar ultraviyole, 800 milimikrondan büyük olanlar ise infraruj olarak isimlendirilir. 400-800 milimikron aralığındaki ışıklar, mordan kırmızıya kadar uzanır. Bu yelpaze içerisinde sarı, mavi, yeşil ve turuncu renkleri yer alır.

·         Aydınlatma miktarı

Aydınlatma miktarı, yapılacak işe göre belirlenir. Kaba işler, detaylı işlere kıyasla daha az aydınlatma gerektirir. Yapılacak bazı işlere göre gerekli olan aydınlatma miktarı (lüks) şu şekildedir:

  • Genel işler: 30-100 luks
  • Kaba işler: 160 luks
  • Ortaya seviyede detaylı işler: 300 luks
  • İyi düzeyde detaylı işler: 700 luks
  • Çok iyi görme gerektiren işler: 1500 luks
  • Çok ince işler: 3000 luks

Burada paylaşılan rakamlar ortalama olup, yapılacak işe göre gerekli olan aydınlatma miktarı farklılık gösterebilir.

Aydınlatma ihtiyacı tespiti; lüx ünitesi üzerinden ölçülere tespit edilir. İşin inceliğinde ve detayına göre bu miktar farklılık gösterir. Ayrıca çalışma ortamında bulunan çalışanların özellikleri de bu süreçte dikkate alınır. Örneğin; çalışan profilinin önemli kısmını yaşlıların oluşturduğu iş yerindeki aydınlatma ihtiyacı, gençlerin çalıştığı aynı nitelikteki bir diğer iş yerine göre daha fazla olacaktır.

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Titreşim (Vibrasyon) Ölçümü

Titreşim veya bilinen diğer adıyla vibrasyon, son dönemlerde endüstriyel alanlarda popüler olan bir kavramdır. Titreşim (vibrasyon) analizi, makinelerdeki arızaların erken tespiti için yapılır. Vibrasyon (titreşim) ölçümü; sağlıklı durumdaki makinelerin titreşim seviyelerinin, belli aralıklarla yapılan ölçümlerdeki kayıtlarla kıyaslanmasıdır.

Titreşim, sadece makinelerin arızalarını gösteren bir durum değil, aynı zamanda çalışan sağlığı için de önemli risk unsurlarından biridir. Çalışanların titreşimden kaynaklı iş sağlığı ve güvenliği yaşamaması için belli sınır değerlere, iş yerlerinin uyması gerekir. Titreşim Yönetmeliği içerisindeki 5.maddede yer alan sınır değerlerden bazıları şunlardır:

  • Çalışan başına gerekli hacim: 10 m3
  • Çalışan başına taze hava ihtiyacı: 30 m3/saat
  • Ses: En yüksek değer: 85 dB
  • El – kol titreşimi: Günlük (8 saatlik çalışma süresi) maruziyet eylem değeri 2,5 m/s2.
  • Vücut titreşimi: Günlük (8 saatlik çalışma süresi) maruziyet eylem değeri 0,5 m/s2.
  • Asbest: 8 saatlik çalışma süresinin ağırlıklı ortalama sınır (TWA-ZAOD) değeri 0,1 lif/cm3

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Ortam Gözetimi ile Çalışan Sağlı Arasındaki İlişki

Sağlığın belirlenmesinde birçok unsurun karmaşık ilişkisi gündeme gelir. Kişinin sağlığı, alışkanlıkları ve genetik özelliklerine göre belirlenmektedir. Çalışan sağlığı açısından etkili olan çevresel unsurlar, iş yeri unsurları, çalışma şartları ve ilişkileri olarak özetlenebilir.

Çalışanın yakın çevresini meydana getiren bu nitelikler, toplumdaki ve çalışma ortamındaki yönetsel unsurlardan etkilenmektedir. İçinde bulunan toplum ve özel hayat da sağlık üzerinde etkilidir. Aşağıda yer alan şekilde, sağlığı etkileyen unsurların karmaşık ilişkileri yer almaktadır. Ortam gözetimi ve sağlık gözetimi, söz konusu karmaşık ilişkilerin incelemek, değerlendirmek ve kontrol altına almak için yürütülen iş sağlığı ve güvenliği hizmetleridir.

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Çalışma ortamı gözetimi sürecinde, ilk olarak iş yerlerindeki risk etmenlerinin tespit edilmesi gerekir. İş yerlerindeki başlıca risk etmenleri; fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikososyal, ergonomik risk etmenleri ve tozlar/lifler şeklindedir.

Fiziksel Risk Etmenleri

  • Gürültü
  • Titreşim
  • Termal Riskler (Aşırı sıcaklık, alev, aşırı soğuk vb.)
  • Radyasyon riskleri
  • Mekanik Riskler (Çarpma, yüksekten düşme, kayma vb.).
  • Elektrik kaynaklı riskler (Elektrik kaçağı, kısa devre vb.)

Kimyasal Risk Etmenleri

  • Sıvılar (Sıçrama, yanma, sıvıyla temas vb.)
  • Gaz/Buharlar (Zehirli gaz soluma, yangın, gaz sıkışması vb.)
  • Aerosoller (Yangın, duman vb.)

Biyolojik Risk Etmenleri

  • Bakteri
  • Virüs
  • Mantar
  • Parazit

Psikososyal Risk Etmenleri

  • Mobing
  • Stres
  • Yönetsel unsurlar (Sendika, primler, maaş vb.)
  • Çalışma süresi ve şekli (Uzun vardiyalar, monoton çalışma şekli vb.)
  • Çalışanlarla bağlı durumlar (Gebelik, deneyimsizlik, emzirme vb.)

Ergonomik Risk Etmenleri

  • Tekrarlayan hareketler
  • Ara vermeden çalışma
  • Statik çalışma
  • Zorlayıcı hareketler
  • Monoton çalışma
  • Zorlayıcı postürde (duruş) çalışma
  • Kontakt stres

Tozlar/Lifler

  • Silis
  • Organik-inorganik
  • Kömür
  • Asbest

Çalışma Ortamı Gözetimi Nedir?

Çalışma ortamı gözetimi; iş yerlerindeki iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereğince yapılması gerekli olan ölçümlerin planlanması, uygulamaların kontrol edilmesi, periyodik bakım ve kontrollerin gerçekleştirilmesidir.

İşçilerin sağlık gözetimi ise çalışanların sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi için çalışanlara sağlanan her türden sağlık hizmetidir. Dolayısıyla çalışma ortamı gözetimi, bu kavrama göre çok daha kapsamlıdır ve iş yerindeki bütün risklere karşı yapılacak ölçümleri, düzenlemeleri ve önleyici faaliyetleri içermektedir.

Toz ölçümü, gaz ölçümü türünden faaliyetler, ölçümlerden elde edilen değerlerin mevzuata uygunluğu ve bu kapsamda gerekli tedbirlerin alınması, çalışma ortamı gözetimine örnek olarak gösterilebilir.

Çalışanların sağlık gözetimi için yürütülen faaliyetlerin merkezinde işyeri hekimi vardır. Buna karşın çalışma ortamı gözetimi faaliyetlerinin merkezinde ise iş güvenliği uzmanı bulunur. Birçok konuda işyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanı (IGU) birlikte hareket etmek zorundadır. Bundan dolayı ortam gözetimi ile sağlık gözetimi, direkt ilişki içerisinde olan alanlar olarak kabul edilir.

Çalışma ortamlarındaki kazaların engellenmesi için yapılan çalışmalara katılmak, bu konuda işverene tavsiyeler sunmak da işyeri hekiminin görevleri arasındadır. Acil durum planlarının hazırlanmasına, bu tür durumlar için eğitim ve tatbikatların yapılmasına kadar farklı görev ve sorumlulukları vardır.

Çalışan sağlığı açısından iş yerindeki ortam ve şartların işyeri hekimi tarafından iyi bilinmesi gerekir. İşyeri hekimi, ortama dair risk analizleri ve kontrolleri yapmalı, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri kapsamında işverene tavsiyeler vermeli ve bunları takip etmelidir.

İşverenin temel yükümlülükleri arasında çalışma ortamı gözetimi de yer almaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun ikinci bölümünde; işverenlerin, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda tam yükümlü ve sorumlu oldukları belirtilir. İşverenlerin, bu kapsamda alınan önlemlere uyulup uyulmadığını takip etmesi, çalışanları bilgilendirmesi, İSG eğitimleri vermesi gerekir.

Gözetim Amaçlı Biyolojik İzlemek ve Ortam Ölçümü

6331 sayılı İSG Kanununa göre; risk değerlendirilmesi sırasında belli risklerden etkilenmesi muhtemel çalışanların durumlarının, işveren tarafından dikkate alınması gerekir. Buna ek olarak işveren, İSG kapsamında çalışma ortamı ve çalışanların maruz kaldıkları risklerin belirlenmesi için gerekli kontrol, ölçüm ve değerlendirmelerin yapılmasını sağlar. İşverenin diğer görevleri:

  • Acil durumların olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapmak
  • Acil durum planlarını hazırlamak

Çalışma ortamı gözetimi noktasında işverene rehberlik yapılması, sağlık gözetimi uygulamaları, çalışma sonuçlarının kaydedilmesinden OSGB ve İSGB’ler sorumludur.

İlgili mevzuat ve yönetmeliklere göre işyeri hekiminin görevleri şunlardır:

  • Çalışma ortamının gözetimi ve çalışanların sağlık gözetimi ile ilgili işverene rehberlik etmek
  • Gerekli durumlarda çalışma ortamıyla alakalı ölçümleri planlamak, yapılmasını sağlamak
  • Sağlık gözetimi sonuçlarına göre İSG uzmanıyla birlikte, ortam gözetimi kapsamında gerekli ölçümlerin yapılmasını sağlamak
  • Ölçüm sonuçlarını değerlendirmek
  • Sağlık problemlerinden dolayı işe gelmeyenlerin durumları ve çalışma alanındaki riskler arasındaki ilişkiyi incelemek

Çalışma Ortamının Gözetimi ile İlgili İstatistik ve Kayıtlar

Çalışma ortamı gözetimi sürecinde bazı kayıtların tutulması gerekir. Bunlara ilişkin detaylar şu şekildedir:

  • Ölçümler ile bulguların tamamını kaydetmek
  • Çalışanlara bilgi vermek
  • Risk değerlendirmelerindeki verilerden yararlanmak
  • Tutulan kayıtları en az 15 yıl muhafaza etmek

Çalışma ortamının gözetimine dair kayıt ve istatistiklere ilişkin işyeri hekiminin de görev ve sorumlulukları vardır. İlgili yönetmeliğe göre işyeri hekiminin bu noktadaki görevleri şu şekildedir:

  • Sağlık gözetimi ile ilgili çalışmaların kaydını tutmak
  • Bakanlık tarafından belirlenmiş olan İSG ile ilgili bilgileri, İSG KATİP sisteminden Genel Müdürlüğe iletmek
  • Sağlık gözetimi ve İSG çalışmalarının sonuçlarının bulunduğu yıllık değerlendirme raporunu IGU uzmanıyla birlikte hazırlamak
  • İş güvenliği uzmanı ile birlikte meslek hastalıkları ve iş kazalarına dair değerlendirmeler yapmak
  • Uygulamaların takibi yaparak yıllık değerlendirme raporu oluşturmak
  • Tehlikeli ve riskli olayların tekrardan yaşanmaması için araştırma ve inceleme yaparak gerekli önlemleri almak

İşyerindeki İSG faaliyetlerine dair bütün kayıtların ve çalışanların kişisel sağlık dosyalarının 15 yıl süre ile saklanması, işverenin sorumluluğundadır. Çalışanların kişisel sağlık dosyalarının saklama süresi, çalışanların işten ayrılması ile başlamaktadır. Ayrıca çalışanların işten ayrılarak farklı bir iş yerinde çalışması durumunda, yeni iş yeri bu dosyayı yazılı olarak talep eder. Bu talepten sonraki bir aylık süreçte kişisel sağlık dosyasının onaylanarak gönderilmesi gerekir. Bütün bunlar, İSG Hizmetleri Yönetmeliği’nin 7.maddesi kapsamında işverenin sorumluluğudur.

Çalışma Ortamı Gözetiminde İSGB ve OSGB’lerin Görev ve Sorumlulukları

İSG Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13.maddesi kapsamında, iş yerlerindeki çalışma ortamının sağlıklı ve güvenli olması için İSGB ve OSGB’lere bazı sorumluluklar yüklenmiştir. Bunlar;

  • Çalışma ortamlarındaki sağlık ve güvenlik risklerine karşı alınacak önleyici, düzeltici ve koruyucu faaliyetleri kapsayacak şekilde, çalışma ortamı gözetimi ile ilgili işverene rehberlik etmek, tavsiyeler sunmak
  • Çalışan sağlığını sürdürmek, geliştirmek ve korumak için yapılan sağlık gözetiminin uygulanması
  • Çalışanlara verilecek İSG eğitimleri ile ilgili planlama yapmak ve işverenin onayına sunmak
  • Yangın, kaza ve doğal afet gibi acil müdahale gerektiren durumların tespiti
  • Acil durum planlarının hazırlanması
  • Acil müdahale ve ilk yardım uygulamaların organize edilmesiyle alakalı diğer birim, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılması
  • Yıllık değerlendirme raporu, yıllık çalışma planı, çalışma ortamı gözetimi, çalışanların sağlık gözetimi, meslek hastalıkları ve iş kazalarıyla ilgili bilgilerin ve çalışma sonuçlarının kaydedilmesi
  • Risk değerlendirmesi sonuçları, işe giriş sırasındaki ve periyodik olarak yapılan sağlık muayenesi bilgileri, meslek hastalıkları ve iş kazaları kayıtlarının gizlilik ilkesi çerçevesinde muhafaza edilmesi

İş sağlığı ve güvenliği hizmeti için OSGB tarafından görevlendirilen işyeri hekimi ile İGU tarafından saklanması gereken onaylı defter suretleri ve diğer belgeler, OSGB arşivinde saklanır. İstenilmesi durumunda yetkili olan memurların incelemesi için çıkarılır. Kendilerinden talep edilmemesi durumunda bile sözleşmenin sonunda tüm kayıt ve dosyaların OSGB’ler tarafından işverene teslim edilmesi gerekir.

İSGB ve OSGB’lerin bu süreçteki görev ve yetkilerine dair diğer detaylar şu şekildedir:

  • OSGB ve İSGB’ler iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sırasında işlerin normal akışını aksatmazlar.
  • OSGB’ler, İSG hizmetlerinin bir bölümünü veya tamamını farklı bir kuruma veya kişiye devredemez.
  • OSGB’lerin istihdam ettiği kişilere dair sözleşmeler, Genel Müdürlüğe 5 gün içerisinde İSG- KATİP sistemi üzerinden bildirilmelidir.
  • OSGB’lerin faaliyetlerini bırakmaları ya da belgelerinin Genel Müdürlük tarafından iptal edilmesi halinde, yetki belgelerinin asıllarını 30 gün içerisinde Genel Müdürlüğe iade etmeleri zorunludur.
  • Sorumlu müdürün görevden ayrılması durumunda, OSGB tarafından en geç 30 günlük süreçte yeni müdürün İSG-KATİP üzerinden atanması gerekir.

İş Güvenliği Uzmanlarının Çalışma Ortamı Gözetimi ile İlgili Görevleri

İlgili yönetmelik (29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı yönetmelik) kapsamında iş güvenliği uzmanlarına, çalışma ortamı gözetimi ile ilgili bazı görevler yüklenmiştir. Bu görevler şu şekildedir:

  • Çalışma alanının gözetiminin yapılması
  • Çalışma ortamında gerekli olan ölçüm ve kontrolleri planlama, uygulamaları kontrol etmek
  • Kaza, patlama ve yangınların engellenmesi için yapılan çalışmalara katkı vermek, bu konularda işverenlere tavsiyeler sunmak ve uygulamaların takibini yapmak
  • Kaza, yangın ve doğal afet gibi durumlar için acil durum planlarının hazırlanması amacıyla yapılan çalışmalara dahil olmak
  • Çalışma ortamına ilişkin İSG çalışmaları ve çalışma ortamı gözetim sonuçlarının yer aldığı yıllık değerlendirme raporunu işyeri hekimiyle birlikte hazırlamak

Bunlar, iş güvenliği uzmanlarının çalışma ortamı gözetimi kapsamındaki görevleridir. Uzmanların bu süreçteki diğer rolleri ise şu şekildedir:

  • Çalışma ortamındaki tehlikelerin tespiti, risk analizi ve değerlendirmesini yapılması, tehditlerin kaynağında yok edilmesine ilişkin kontrol, analiz ve ölçümlerin yapılmasını sağlamak
  • İSG bakımından gerekli olan periyodik kontrol, bakım ve ölçümleri planlayarak, uygulanmalarını takip etmek
  • İş sağlığı ve güvenliği kurulu içerisinde çalışma ortamı gözetimi ile alakalı açıklamalar ve bilgilendirmeler yapma, danışman rolünü üstlenme ve alınan kararların takibini gerçekleştirmek
  • Yaşanan kazaların, meslek hastalıklarının yinelememesi için gerekli araştırmaları yaparak düzeltici ve önleyici faaliyetlere dair planlamalar gerçekleştirme ve bunların uygulanmasını izlemek

Sağlık Gözetimi Sürecindeki Yükümlülükler ve Bilgilerin Gizliliği

Sağlık ve çalışma ortamı gözetimi sürecinde yapılanların tamamı kayıt altına alınmaktadır. Kayıtların bulunduğu bu belgeler, mevzuat hükümlerine uygun olacak şekilde muhafaza edilir.

Çalışanlara ait sağlık verileri, çalışma ortamında maruziyetlerine dair detaylar ve bunlara ilişkin değerlendirmeler, çalışanların kişisel sağlık dosyaları içerisinde muhafaza edilir. Bu dosyalar, çalışanın işten ayrılmasından başlamak üzere 15 yıl boyunca saklanır.

Bilgi ve belgelerin saklanması, yükümlülük süresini aşan meslek hastalığı riski olan iş yerlerinde, yükümlülük süresine kadar uzamaktadır.

Ortam Ölçümleri ile İlgili Tanımlamalar

Ortam ölçümü yapılırken veya ölçüm sonuçları değerlendirilirken kullanılan farklı kavramlar vardır. Bunlardan bazılarına ilişkin tanımlamalar şunlardır:

  • Solunum Bölgesi: Kişinin kulaklarını birleştiren çizginin orta noktası merkez olarak kabul eden 30 cm yarıçaplı kürenin, ön bölümde kalan yarısıdır.
  • Sınır Değer: Mutajen ya da kanserojen maddenin, aksi ifade edilmedikçe, çalışanların solunum bölgesi olan havadaki, referans zaman aralığı içerisindeki ortalama konsantrasyonudur.
  • Biyolojik Sınır Değer: Metabolit ve kimyasal maddenin uygun biyolojik alandaki konsantrasyonun üst sınırıdır.
  • Mesleki Maruziyet Sınır Değeri: 8 saatlik süreçte, çalışanların solunum bölgesinde yer alan havadaki kimyasal madde oranının zamana bağlı ortalamasının üst sınırıdır.
  • TLV (Eşik Sınır Değer) (mg/m3): Haftalık 40 saat ya da günlük 8 saatlik çalışma süresi bakımından maruz kalınan kimyasal maddenin advers etki göstermediği konsantrasyonudur. Söz konusu değerin çalışma süresindeki bazı zamanlarda geçilmesi, akut tehlike kabul edilmez. Esas olan, ortalama değerin eşik sınır değeri geçmemesidir.
  • MAK (Müsaade edilen Azami Konsantrasyon): Asla aşılmaması gereken sınırdır. Bu sınırın aşılması halinde akut olarak toksik semptomların ortaya çıkması beklenir.
  • NOEC (No Observed Effect Concentration): Gözlenmemiş etki konsantrasyonu anlamına gelmektedir. Test organizmalarına ciddi bir etkinin olmadığı en yüksek seviyedir.
  • NOEL (No Observed Effect Level): Testlerdeki organizmalarda bir etkinin olmadığı seviyedir. Gözlenmemiş etki seviyesidir. İlgili düzeylerin %1’lik kısmı, günlük alınabilecek doz olarak kabul edilir.
  • PEL (Permissible Exposure Limit): İzin verilmiş olan maruz kalma sınırı olup, kimyasalların aşılmaması gereken 8 saatlik ortalamasıdır. PEL değeri, işçilerin genel olarak emniyette olduğu anlamına gelir. Ancak bu durum, aynı zamanda bazı işçilerin sağlık sorunu yaşama riskleri olduğunu gösterir.

PEL sınırı belirlenirken genellikle akut zararların önlenmesine odaklanılır. Buna karşın kronik etkiler dikkate alınmamaktadır.

  • STEL (Short-term Exposure Limit): Kısa bir süreçte temas için izin verilen seviyedir. Kısa vadeli maruz kalma sınırı olup, bu süre 15 dakikadır.
  • TLV-TWA (Threshold limit value – Time Weighted Average): Haftada 40, günde 8 saatlik çalışma sürecinde uzun süreli ve yineleyen maruziyetlerde işçilerin sağlığını bozmayacak zaman ağırlıklı ortalama seviyesidir.
  • TLV-STEL (Threshold limit value Short-term Exposure Limit): Çalışma sırasındaki herhangi bir anda aşılmaması gerekli olan 15 dakikalık zaman ağırlıklı maruz kalma limitidir.

Buradaki maruziyetlerin 15 dakikadan uzun olmaması ve günde 4 defadan fazla yinelenmemesi önemlidir. Sürekli tekrar eden maruziyetlerin arasındaki sürenin 60 dakikadan az olmaması gerekir.

İş Yeri Ortam Ölçümleri Nasıl Yapılır?

Çalışan sağlık ve güvenliklerinin olumsuz etkilenmemesi için işveren tarafından gerekli ölçüm ve değerlendirmeler yapılır. İşveren, ideal bir çalışma ortamı oluşturmaktan sorumludur.

Çalışma ortamında işten kaynaklı riskler göz önünde bulundurularak farklı ölçümlerin yapılması gerekir. Bu ölçümler, iş yerinin özelliklerine ve çalışma şartlarına bağlı olarak farklılık gösterebilir. Yapılacak olan iş yeri ölçümleri şu şekildedir:

  • İşyeri Gürültü Ölçümü
  • Gürültü Haritası Çıkarılması
  • İşyeri Toz Ölçümü
  • İşyeri Aydınlatma (Işık Şiddeti) Ölçümü
  • İşyeri Termal Konfor Ölçümü (Hava akım hızı, nem vb.)
  • Kimyasal Maddelerin Ölçümü (Gaz buhar, organik buhar vb.)
  • Titreşim (vibrasyon) ölçümleri

Bunların haricinde çevresel ölçümlerin de yapılması gerekir. Dış ortam ve çevresel ölçümler:

  • Baca Gazı (Emisyon) Analizleri
  • Hava kalitesi Ölçümü ve Modellemesi
  • Uçucu Organik Bileşenler (VOC)

Tüm bu ölçümlerin tamamen profesyonel cihazlar ve aletlerle yapılması gerekir. Ayrıca uzmanlık gerektiren cihazlar, gerekli eğitimi almış profesyonellerce kullanılmalıdır. Ölçümlerin yapıldığı ortam ölçüm cihazları şu şekildedir:

  • Termometre (Ortam sıcaklığı)
  • Barometre (Hava basıncı)
  • Anemometre (Hava akım hızı)
  • Lüksmetre (Işık şiddeti)
  • Vibrasyonmetre (Titreşim)
  • Gaussmetre (Elektromanyetik alan)
  • Radyasyon Dozimetresi
  • Higrometre (Nem)
  • Ses ölçümü: Gürültü Dozimetresi, Desibelmetre, Sonometre Sesölçer
  • Gaz Ölçümleri: Gaz kromatografi, Colorimetrik yöntem
  • Toz Ölçümleri: PM, partikül sayıcı

Toz Ölçümleri

Tanecik büyüklüğü 300 mikronun altında olan katı tanecikler, toz olarak tanımlanır. Hava veya farklı gazın içerisinde yer alırlar. Tozlar, çalışanlara rahatsızlık verir, görüş mesafesini azaltır, iş verimliliğini ve performansı düşürür. Bunlara ek olarak meslek hastalığı risklerini ciddi anlamda artırır.

Tozlar, solunum ile akciğerlerdeki alveollere kadar ulaşır ve orada birikir. Bu birikme neticesinde pnömokonyoz olarak tanımlanan bir toz hastalığına neden olur. Bu hastalığa neden olan tozların büyüklükleri 0,5 ile 5 mikron aralığındadır.

Toz, birçok sektör için riskli kabul edilir. Bundan dolayı çalışma ortamlarında düzenli olarak toz ölçümleri yapılır. Toz ölçümünün yapılması gerekli olan iş alanlarından bazıları; kömür, mineral, ahşap, tahıl ve benzeri maddelerin üretildiği veya işlendiği yerler şeklindedir.

İş sırasında çalışma ortamlarında, işten kaynaklı bazı gazlar ortama yayılabilir. Söz konusu gazların ortama yayılmalarını engellemek için etkili bir havalandırma sistemi kullanılmalıdır. Eğer böyle bir havalandırma sistemi yoksa bu tür alanlarda gazların düzenliği olarak ölçülmesi ve izlenmesi gerekir. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının engellenmesi için bu bir zorunluluktur.

Dökümhaneler, kaynak ve boya işlerinin yapıldığı alanlar ve benzeri türden diğer iş yerlerinde bu problem vardır.

Gürültü Ölçümleri

İş yerlerindeki sık görülen risk unsurlarından biri gürültüdür. Gürültü, çalışanların işitme duyusunu direkt olarak etkiler ve kalıcı hasara neden olabilir. Ayrıca yorgunluk, sinirlilik ve uykusuzluk gibi problemlere de yol açar.

Gürültü, işitme sağlığına olumsuz olarak etki eden, insanların psikolojik ve fiziksel dengelerini bozabilen, verimlilik ve performans azaltabilen, çevresel sakinliği ve güzelliği olumsuz etkileyen bir tür kirliliktir. Çalışma ortamlarında gürültünün olması durumunda işverenlerin;

  • Düzenli olarak gürültü ölçümü yaptırması,
  • Çalışanların periyodik olarak işitme seviyelerini (odyogram) kontrol ettirmesi,
  • Gürültünün zararları ve bu zararlardan korunma noktasında çalışanlara eğitimler verdirmesi,
  • Gürültü seviyesinin düşürülmesi için önlemler aldırması,
  • İş yerinde gerekli düzenlemeleri yaptırarak, gürültüyü ortadan kaldırması veya seviyesini düşürmesi gerekmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği açısından lokal ve dozimetrik ölçümlerin yapılması gerekir. Bütün ünitelerin gürültü düzeylerini belirleyerek, çalışma ortamı için ızgara haritası veya gürültü seviyesi eğrileri kullanılarak gürültü haritası oluşturulmalıdır.

Gaz ve Buhar Ölçümü

İş sırasında meydana gelen buhar ve gazlar, önlem alınmadığında sağlık sorunlarına neden olabilir. Gaz-buhar ölçümleri, bu açıdan çok önemlidir. İlgili ölçümler için farklı teknik ve yöntemler kullanılmaktadır. Bunlara dair detaylar şöyledir:

·         Kolorimetrik Yöntem

Cam tüp içerisinde yer alan ve duyarlı olduğu bilinen buhar ve gazlara göre özel olarak maddelendirilmiş bir materyal kullanılır. Bu materyalden, ortamın havası belli bir hızda ve miktarda geçirilerek renk dönüşümü izlenir.

·         Kromatografik Yöntem

Gaz pompaları üzerinden ortam havası belli bir hızda ve miktarda, aktif karbonun olduğu cam bir tüpten geçirilir. Böylece ortamdaki kimyasalların aktif karbonda absorblanması hedeflenir. Absorbe edilen bileşik ve gazlar ise detektörün duyarsız olduğu bir sıvıya desorbe edilir. Böylece gazların analizi gerçekleştirilir.

·         Sensör-Dedektör Yöntemi

Bu yöntemde ölçülmesi hedeflenen gaz ve diğer bileşiklere hassasiyeti olan detektör, sensör ve dalga boylarını kullanan portatif cihazlardan yararlanılır. Bu cihazlar çalışanların üzerine takılarak sabit bir noktada ölçüm yapılması sağlanır. Ek bir laboratuvar gerektirmemesi ve ölçüm sonuçlarının cihaz üzerinden anında alınması, yöntemin artılarındandır.

Termal Ölçüm

Dinlenme ve çalışma sürecinin her anında ortamda ısı rahatlığının sağlanması, termal konfor olarak kabul edilir. Termal konfor veya termal rahatlık, bireyin kendini en rahat hissettiği ortamdır. Her ne kadar kişisel özelliklere göre değişkenlik gösterse de, termal rahatlığa etki eden temel unsurlar hava akışı, sıcaklık ve nemdir.

Ortamdaki termal unsurların her birinin uygun bir cihazla ölçülmesi çok önemlidir. Sıcaklık için cıvalı termometre, bağıl nem için psikrometre, hava akım hızı için katatermometre ve ışınım sıcaklığı içinse globe termometre kullanılır.

Sıcaklık, ortam konforu için en önemli değişkenlerden biridir. Sıcaklığın artması durumunda insanlarda meydana gelecek değişimler şu şekildedir:

  • Kalp hızı ve nabız sayısı artar.
  • Cilt ısınır.
  • Kan dolaşımı hızlanır.
  • Vücut yüzeyindeki kan miktarında artış görülür.
  • Terleme meydana gelir
  • Terleme ile birlikte yüksek ısının etkisi azaltılır.
  • Beden duruşunda değişimler olur.
  • Yağ dokusu artar (uzun vadeli sonuç).

Sıcaklığa maruz kalma durumu sürer ve hipertermi artarsa, terleme duracak, cilt kuruyacaktır. Bu aşamadan sonra ise bulantı, kusma, baş ağrısı, kas krampları ve tehlikeli düzeyde vücut ısısının artması meydana gelecektir.

Kış için uygun giyinen birisi için ideal ortam sıcaklığı 20-22 °C seviyesindeyken, yaz için uygun giyinen biri için ideal ortam seviyesi 20-24 °C arasındadır. Bunların haricindeki çok soğuk ve çok sıcak ortamlar, çalışan performansını ve verimliliğini olumsuz etkiler. Çalışma ortamının sıcaklığının 15 °C seviyesinden düşük olmaması gerekir. Ancak durağan ve hafif işlerde, bu değer dahi çalışanların rahat edeceği sıcaklıktan düşüktür.

Yapılacak işlere göre ortamın ideal sıcaklığı farklılık gösterir. Yapılan işlere bağlı olarak ideal ortam sıcaklıkları şu şekilde olmalıdır:

  • Sedanter Mental İş: 22 °C
  • Sedanter Hafif İş: 19°C
  • Ayakta Hafif İş: 18°C
  • Ayakta Ağır İş: 17°C
  • Çok Ağır İş: 15 °C

Fırınlar gibi ısı kaynaklarına yakın çalışanlarda susama, cilt sıcaklığının artması, kalp atış hızının yükselmesi, baygınlık ve benzeri belirtiler ortaya çıkabilir. Bu türden yerlerde 20 dakika çalışma ve hemen ardından 10 dakika serinleme, dinlenme dönemi döngüsünün uygulanması tavsiye edilmektedir.

Aydınlatma Ölçümü

İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü ile uluslararası standartlara uygunluk için periyodik olarak aydınlatma ölçümlerinin yapılması gerekir.

Yeterli ve uygun seviyede gerçekleştirilen ve işe uygun olan aydınlatma, görme sağlığının korunması noktasında çok önemlidir. Sanayi alanlarında doğru aydınlatma, iyi görme, sağlıklı çalışma ortamı, güvenlik ve konfor artırıcı bir unsur olarak kabul edilir. Buna karşın uygunsuz ve yanlış aydınlatma ise şunlara neden olur:

  • Sinirlerin gerilmesi
  • Yorgunluk hissinin oluşması
  • Göz yorgunluğu
  • Uyum hastalıkları
  • İşlenen suçların artması
  • İş yapılmasının zorlaşması
  • Verimlilik ve performans düşüşü
  • İş kalitesinde azalma
  • Ekonomik zararlar
  • Yaya ve taşıtların güvenliklerinin tehdit edilmesi
  • Kazalar

Bu türden olumsuzluklar yaşamamak için aydınlatmanın doğru ve kaliteli olarak yapılması gerekir. Doğru aydınlatmanın özellikleri şunlardır:

  • İyi yayılmış
  • Şiddetinin düzenli olması
  • Gölgeye neden olmama
  • Göz kamaştırıcı etki yapmama
  • Doğru renk

Doğru ve kaliteli aydınlatmaya ilişkin temel özellikler bu şekildedir. Bunlar, ortam şartlarına göre farklılık gösterebilir.

·         Aydınlatma Ölçümü Nasıl Yapılır?

Mum, ışık şiddeti ölçüm birimidir. 1 metrelik yarıçapa sahip bir yuvarlağın merkezindeki 1 mum şiddetindeki ışık kaynağının, söz konusu 1 metrekarelik alana verdiği ışık miktarı, lümen olarak isimlendirilir. İlgili alandaki ışık seviyesi, 1 lümendir ve verilen aydınlığın şiddeti ise 1 lux olarak ifade edilir. Aydınlatma ölçümü, lüksmetre isimli cihazla gerçekleştirilir.

İnsan gözü tarafından görülen ışık, saniyede 300 bin km’lik hıza sahip olan elektromanyetik titreşimlerdir. Bunların dalga uzunluğu yaklaşık 400-800 milimikron olup, görme duyusunun uyarılmasına nene olurlar.

400 milimikrondan küçük olanlar ultraviyole, 800 milimikrondan büyük olanlar ise infraruj olarak isimlendirilir. 400-800 milimikron aralığındaki ışıklar, mordan kırmızıya kadar uzanır. Bu yelpaze içerisinde sarı, mavi, yeşil ve turuncu renkleri yer alır.

·         Aydınlatma miktarı

Aydınlatma miktarı, yapılacak işe göre belirlenir. Kaba işler, detaylı işlere kıyasla daha az aydınlatma gerektirir. Yapılacak bazı işlere göre gerekli olan aydınlatma miktarı (lüks) şu şekildedir:

  • Genel işler: 30-100 luks
  • Kaba işler: 160 luks
  • Ortaya seviyede detaylı işler: 300 luks
  • İyi düzeyde detaylı işler: 700 luks
  • Çok iyi görme gerektiren işler: 1500 luks
  • Çok ince işler: 3000 luks

Burada paylaşılan rakamlar ortalama olup, yapılacak işe göre gerekli olan aydınlatma miktarı farklılık gösterebilir.

Aydınlatma ihtiyacı tespiti; lüx ünitesi üzerinden ölçülere tespit edilir. İşin inceliğinde ve detayına göre bu miktar farklılık gösterir. Ayrıca çalışma ortamında bulunan çalışanların özellikleri de bu süreçte dikkate alınır. Örneğin; çalışan profilinin önemli kısmını yaşlıların oluşturduğu iş yerindeki aydınlatma ihtiyacı, gençlerin çalıştığı aynı nitelikteki bir diğer iş yerine göre daha fazla olacaktır.

Titreşim (Vibrasyon) Ölçümü

Titreşim veya bilinen diğer adıyla vibrasyon, son dönemlerde endüstriyel alanlarda popüler olan bir kavramdır. Titreşim (vibrasyon) analizi, makinelerdeki arızaların erken tespiti için yapılır. Vibrasyon (titreşim) ölçümü; sağlıklı durumdaki makinelerin titreşim seviyelerinin, belli aralıklarla yapılan ölçümlerdeki kayıtlarla kıyaslanmasıdır.

Titreşim, sadece makinelerin arızalarını gösteren bir durum değil, aynı zamanda çalışan sağlığı için de önemli risk unsurlarından biridir. Çalışanların titreşimden kaynaklı iş sağlığı ve güvenliği yaşamaması için belli sınır değerlere, iş yerlerinin uyması gerekir. Titreşim Yönetmeliği içerisindeki 5.maddede yer alan sınır değerlerden bazıları şunlardır:

  • Çalışan başına gerekli hacim: 10 m3
  • Çalışan başına taze hava ihtiyacı: 30 m3/saat
  • Ses: En yüksek değer: 85 dB
  • El – kol titreşimi: Günlük (8 saatlik çalışma süresi) maruziyet eylem değeri 2,5 m/s2.
  • Vücut titreşimi: Günlük (8 saatlik çalışma süresi) maruziyet eylem değeri 0,5 m/s2.
  • Asbest: 8 saatlik çalışma süresinin ağırlıklı ortalama sınır (TWA-ZAOD) değeri 0,1 lif/cm3

Ortam Gözetimi ile Çalışan Sağlı Arasındaki İlişki

Sağlığın belirlenmesinde birçok unsurun karmaşık ilişkisi gündeme gelir. Kişinin sağlığı, alışkanlıkları ve genetik özelliklerine göre belirlenmektedir. Çalışan sağlığı açısından etkili olan çevresel unsurlar, iş yeri unsurları, çalışma şartları ve ilişkileri olarak özetlenebilir.

Çalışanın yakın çevresini meydana getiren bu nitelikler, toplumdaki ve çalışma ortamındaki yönetsel unsurlardan etkilenmektedir. İçinde bulunan toplum ve özel hayat da sağlık üzerinde etkilidir. Aşağıda yer alan şekilde, sağlığı etkileyen unsurların karmaşık ilişkileri yer almaktadır. Ortam gözetimi ve sağlık gözetimi, söz konusu karmaşık ilişkilerin incelemek, değerlendirmek ve kontrol altına almak için yürütülen iş sağlığı ve güvenliği hizmetleridir.

Kaynakların önemli bölümünde tozlar ve lifler, kimyasal risk unsurlarının aerosoller alt başlığında yer almaktaydı. Fakat yaygın şekilde görülen bir etken olması ve bazı tozların kimyasal etken sınıfında yer almaması nedenlerinden dolayı, ayrı bir başlık olarak sınıflandırılmıştır.

Hemen
kayıt ol
%25
indirimi kap!

Sunduğumuz Olanaklar

  • Konu Anlatımlı Ders Kitabı
  • İşyeri Hekimliği Özel Ders Çalışma Grubu

  • Ücretsiz Hap Notlar
  • Ücretsiz Sınava Hazırlık Kampı
  • Ücretsiz Online Denemeler

  • Dersleri Tekrar İzleme İmkanı

  • 10 Yıllık Tecrübe

Bize Yazın

Hemen şimdi iletişime geçin, avantaj ve kampanyalardan yararlanma fırsatını kaçırmayın!

Öne Çıkan Blog Yazılarımız

Son dönemde öne çıkan blog yazılarımıza göz attınız mı?

Araştırmayı bırakın, bizi arayın!

Bütçe dostu işyeri hekimliği eğitimi