İşle İlgili Hastalık Nedir?
İşle ilgili hastalıklar, iş sağlığı ve güvenliği ile direkt olarak ilişkilidir. Bu hastalıklara ilişkin süreçte işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli (DSP) başta olmak üzere iş güvenliği uzmanı, destek elemanları, işveren ve çalışanlar rol almaktadır.
Çalışanlarda farklı tipte hastalıklar ortaya çıkar. Söz konusu hastalıkların önemli kısmı, günlük yaşamda, herkeste olabilecek rahatsızlıklardır. Toplumda sık olarak görülen, başlıca akut solunum yolu enfeksiyonları ve benzeri türden hastalıkları, çalışanlarda da en sık görülen hastalıklardır. İkinci sıradaki rahatsızlıklar ise iş ile ilgili hastalıklar olarak isimlendirilen gruptur.
İş ile ilgili hastalıklarda, çalışma ortamından kaynaklı etkenler, söz konusu hastalıkların oluşmasına katkı vermekte ve bunları hızlandırmaktadır. Buradaki etken ve hastalık arasındaki ilişki, meslek hastalıklarındaki ilişkiden farklıdır. Meslek hastalıklarında ana etken, meslekle alakalı olan etkendir. Burada ise farklı bir durum vardır.
Bu rahatsızlıklar, koroner kalp hastalığı, kas iskelet sistemi rahatsızlıkları, kronik solunum sistemi rahatsızlıkları türünden dejeneratif ve kronik rahatsızlıklardır. Etiyolojilerinde birden fazla unsurun yer aldığı bu hastalıklarda oluşmasında mesleki unsurların da bulunması, işle ilgili hastalık adının verilmesine neden olmuştur.
Kronik bronşit açısından temel etkenler hava kirliliği, sigara kullanımı ve toza maruz kalmadır. Bu unsurların tamamı, belli bir mesleğe özgü değildir. Ancak tozlu ortamlarda kalanlarda bu hastalık, daha fazla görülmektedir.
Meslek hastalıklarında iş ile hastalık arasında nedensellik vardır. Örneğin; kurşun zehirlenmesi meydana gelmesi için tek etken, kurşunun olduğu yerde bulunmaktır. Bu tür ortamlarda çalışanlarda kurşun zehirlenmesi görülürken, başka işlerde çalışanlarda bu hastalık görülmemektedir. Ancak kronik bronşit, tozlu ortamda bulunanlarda görülebileceği gibi tozsuz ortamlarda bulunan kişilerde de ortaya çıkabilir.
Meslek hastalıklarında tek etken, iş yerinde bulunan fiziksel, kimyasal, sosyal ve psikolojik unsurlardır. İş ile ilgili hastalıklardaki etkenler ise iş yerindeki faktörler, çevresel faktörler ve kişiler faktörler şeklindedir.
İşle ilgili hastalıklarda, iş yerinde bulunan faktörler, hastalığı hızlandırmaktadır. Dolayısıyla bunlar herkeste görülebilir, ancak ilgili unsurlara sahip olan ortamlarda daha fazla görülür.
Meslek hastalıklarında etkenler iş yerindedir ve bu etmenlerle hastalık arasında direkt ve açık bir neden-sonuç ilişkisi bulunur. İşle ilgili hastalıklarda ise etken günlük yaşamdaki çevrede olabilecek unsurlar, hatta kalıtımsal etmenler ve kişisel özellikler hastalığa neden olabilir. İş yerindeki etkenler ise bu hastalığın çıkmasını kolaylaştırmakta veya hastalığı hızlandırmaktadır.
İş ile ilgili hastalıkların, meslek hastalıklarından en önemli farkları şu şekildedir:
- Meslek hastalıklarında açık şekilde hastalık-etken ilişkisi vardır ve bu temel şarttır. Ancak işle ilgili hastalıklarda etkenin iş yerinde olması gibi bir şart yoktur. Fakat iş yerindeki etkenlerin hastalığı hızlandırması ve ortaya çıkmasını desteklemesi gerekir.
- Meslek hastalıkları, etkenle ilişkili olduğundan, direkt etkenle temas edenlerde oluşur. Nadiren hasta olan kişinin aile üyelerinde veya iş arkadaşlarında olabilir. Ancak işle ilgili hastalıklar, tüm toplumda görülür.
- İşle ilgili hastalıkların görülme sıklığı, meslek hastalığına göre daha fazladır.
İş veya çalışma ortamı, çalışan sağlığını farklı şekillerde etkiler. Bunlara ilişkin detaylar şu şekildedir:
- Biyolojik, kimyasal ve fiziksel maruz kalmaya bağlı meslek hastalıkları
- Mesleki kaynaklı olmayan hastalıklarının ilerlemesinin ve şiddetinin artması
- Çok etkenli etiyolojiye sahip hastalıkların ortaya çıkmasına katkı verme
İş ile ilgili çok unsurlu hastalıklar; çalışma ortamlarında, evlerde ve dinlenme zamanlarında çevrede bulunan etkenlerden kaynaklı olarak oluşabilir. Bu hastalıkların etkenlerinde, genel çevre ve çalışma ortamı şeklinde bir ayırt etme durumu yoktur.
İş ile ilgili hastalıklar kavramı, spesifik meslek hastalıklarını geçirenlerde daha yaygındır. Örneğin; ülserler, kas iskelet sistemi rahatsızlıkları, hipertansiyon, psikolojik bozukluklar ve benzeri hastalıkların ortaya çıkmasında, iş çevresindeki etkenler etkilidir. Meslek hastalıkları, halk sağlığı problemlerinin değerlendirilmesine benzer olarak değerlendirilmektedir.
Pek çok patolojik mikroorganizma, geçmişte hastalıkların tek ve direkt nedeniydi. 1930’lu yıllardan başlayarak geleneksel tehlikelerin yerine modern tehlikeler geçmeye başlamıştır. Mikroorganizma kaynaklı hastalıklardan daha çok kimyasal etkenli hastalıklar görülmeye başlamıştır. KKH, artrit ve diğer çok etkenli kronik hastalıklar endüstrileşmiş dünyada daha sık görülmüş, buna karşın bulaşıcı hastalıklarda ise azalmalar yaşanmıştır.
İş sağlığında hastalıklara yol açan etkenlerin tam olarak ne olduğu her zaman saptanamamaktadır. Farklı etkilenim seviyelerindeki etkenlerden dolayı oluşması, durumu daha da zor hale getirmektedir. Etkenlerin tam olarak bilinmesi durumunda koruyucu önlemler alınarak bu etkenler kontrol altında tutulabilmektedir. Daha farklı bir ifadeyle iş ile ilgili hastalıklardaki işin rolü, meslek hastalıklarına kıyasla çok daha zor bir şekilde tespit edilebilmektedir. İş ile ilgili hastalıklarda diğer risk unsurlarının rolü, geniş kapsamlı olarak ele alınmalıdır. Bu hastalıklarda multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir.
İşle hastalıklar, meslek hastalıklarını da içine alan geniş bir spektrumun parçası olarak kabul edilir. İşle ilgili hastalıklara yönelik araştırmalar az iken, meslek hastalıklarına yönelik araştırmalar ise daha fazladır. 1982-83 döneminde, Dünya Sağlık Örgütü uzmanlar komitesi; işle ilgili hastalıkların meslek hastalıklarına ek olarak farklı bozuklukları da içerdiği, ancak nedenselliğe dair oranlarının değişken olduğu ifade edilmiştir.
NIOH tarafından 1983 yılında işle ilgili hastalıklar kavramına dair tanımlama yapılmıştır. Tanımlanan hastalıklardan bazıları; silikozis, asbestozis, kalp damar hastalıkları, gürültüye bağlı işitme kaybı ve iskelet sistemi hastalıkları şeklindedir.
İşle İlgili Hastalık Tipleri
İşle ilgili olabilecek hastalık tipleri bulunmaktadır. Bunlardan başlıca olanları şu şekildedir:
- Koroner yetmezliği
- Hipertansiyon
- Kas ve iskelet sistemi hastalıkları
- Mide ve bağırsak sistemi hastalıkları
- Psiko davranışsal hastalıklar
- Kronik KOAH
- Non spesifik solunum sistemi rahatsızlıkları
İş ile İlgili Kardiyak Rahatsızlıklar ve Korunma Yöntemleri
Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde kalp ve damar hastalıkları, en fazla ölüme neden olan hastalıklar olarak dikkat çeker. Bunlar arasında ise koroner arter hastalıkları önemli bir yer tutmaktadır. Koroner kalp hastalıklarının cinsiyet, yaş, aile öyküsü, diyabet, obezite ve sigara kullanımı gibi majör risk unsurları, vakaların bir kısmının nedenlerini açıklamaktadır.
Hastalıkların diğer kısmının risk faktörler tam olarak bilinmemektedir. Buna karşın çevreden ve çalışma ortamından kaynaklı toksik madde etkilenimi ve farklı streslerin önemli etkenler olduğu bilimsel olarak kabul edilmektedir.
Çalışan sağlığını direkt ya da dolaylı olarak etkileyen çevresel unsurları belirlemek ve gerekli önlemleri almak için etken yok etmek, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının temel hedefidir. Bu etkenleri yapay ve doğal unsurlar olarak kategorize etmek mümkündür. Bir diğer kategorize etme şekli ise şöyledir:
- Fiziksel
- Kimyasal
- Biyolojik
- Sosyokültürel
Gürültüye dair gerçekleştirilen çalışmalarda, bilhassa gece saatlerinde hava limanı ve trafik kaynaklı gürültüye uzun süre maruz kalmanın, hipertansiyon bakımından risk olduğu ifade edilmektedir. Gürültü kaynaklı kronik etkilenmenin MI riskini de artırdığı tespit edilmiştir.
Sıcak hava dalgalarıyla ilgili gerçekleştirilen araştırmalarda, üç Avrupa ülkesini içine alan geniş bir çalışmada, kardiyovasküler hastalıkların neden olduğu ölümlerin, sıcak havalarda daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Kimyasal etkilenimlerden kaynaklı olarak miyokardiyal hasar meydana gelebilmektedir. Buna ek olarak var olan hasarın artmasına da neden olabilmektedir. Yüksek yoğunlukta kimyasal maddelere maruz kalmak, akut toksik etkilere yol açarken, kardiyovasküler etkiler ise uzun süreli ve düşük düzeyli etkilenime bağlı olarak oluşmaktadır. Dolayısıyla korunma ve tanıda ciddi problemler yaşanmaktadır.
Kalp damar hastalıkları içerisinde çevresel ve mesleki toksik maddelerin hangi seviyede etkili olduğunu tespit edilememesinin nedenleri şunlardır:
- Toksik madde ortanda değilken dahi (geçmişte yaşanan maruziyet nedeniyle) kardiyovasküler hastalığın ortaya çıkması
- Toksik etkilerle ortaya çıkan kardiyovasküler rahatsızlığın, farklı bir nedenden dolayı oluşandan spesifik farklılıklarının olmaması
- Toksik etkenin doku ve kan örneklerinde yüksek seviyede tespit edilememesi
- Etkenin hastalığa yol açabilmesi için çok uzun yıllara ihtiyaç olması
- Kalp damar hastalıklarının diğer risk unsurları ile toksik nedenlerin birbiriyle interaksiyon göstermesi
Nedeninin tam olarak tespit edilemediği kardiyovasküler hastalıkların büyük bir kısmının, bu türden etkilenimler nedeniyle oluştuğu varsayılmaktadır.
Bedene giren kimyasal maddenin etkiye neden olabilmesi kimyasal etkenin gücüne, vücudun savunma mekanizmalarının etkisine, maruz kalmanın devamlılığına ve benzeri unsurlara bağlıdır. İlgili süreç kromozomal anomalilere neden olan uzun süre maruz kalınan kimyasallardaki gibi Metil Klordin, Akut MI’ ne yol açması gibi akut toksik etkilere yol açabilmektedir.
Koroner Arter Hastalıkları: CS (Karbon di Sülfür), karbon monoksit, nitrat esterleri, metil klorür, arsenik, pasif içicilik, organik yanma ürünleri, fiziksel ve termak stres koroner arter hastalıklarının meydana gelmesinde direkt ya da dolaylı şekilde role sahip çevresel etkenler arasında yer almaktadır.
Hipertansiyon: İş yeri fiziki ve sosyal stresi, gürültü türünden fiziksel unsurlar, CS2 ve kurşun türünden kimyasal etkenler gibi çok sayıda çevresel etkilenim ile hipertansiyon arasında ilişki vardır. İş stresi; alışkanlıklar, kişilik özellikleri, iş sırasındaki fiziksel etkinlik seviyesi, tuz tüketimi, sigara ve eğitim seviyesinden bağımsız bir şekilde hipertansiyona yol açabilmektedir.
Bu konuya ilişkin çalışmaların genellikle hipertansiyon ve kurşun ilişkisi üzerine yapılmasına karşın kurşunun hipertansif etkisinin kronik etkilime mi, sistonik tansiyona mı ya da diastolik tansiyonda mı etkili olduğu noktasında görüş birliği yoktur.
Son dönemlerde İsveç’te gerçekleştirilen bir çalışmada, yüksek iş yükünün kalp krizi riskinin belirgin olarak artırdığı tespit edilmiştir.
Kardiyomiyopati: Bu hastalıkla direkt ilişkisi olan tek unsur kobalttır. Biralardaki köpüğün stabilize edilmesi için 1960’larda kobalt kullanılırdı. Yapılan kontrollü çalışmalarda, çok fazla bira tüketenlerde, bu hastalığın arkasındaki nedenin kobalt olduğu kanıtlanmıştır. Fabrika ve iş yerinde karşılaşılacak kobalt seviyesinin ise bu derecede etkisi yoktur.
CS2 ve antimonun CMP meydana getirmesi noktasında farklı neticeler gösteren epidemiyolojik yayınlar bulunmaktadır.
EKG Anormallikleri: EKG’da görülen anormalliklerin arkasında kardiyovasküler hastalıklar bulunabileceği gibi non spesifik olarak da değişiklikler tespit edilebilir. Mesela; solventlere maruz kalınması durumunda EKG’de erken prematüre kontraksiyonlar görülebilir. CS2 etkilenimi ile koroner arter hastalığına ilişkin EKG bulguları arasında da ilişki vardır. Yüksek seviyede arsenik etkilenimi, hemolitik etkiler yanında miyokardiyal hasarlar da meydana getirmekte ve zehirlenmede meydana gelen EKG anormalliklerinin uzun süre düzelmediği bilinmektedir.
Antimon etkilenimi de EKG’de anormalliklere yol açar. Bilhassa T dalgasında değişiklikler ve QT aralığında uzama görülür. Meydana gelen EKG değişiklikleri geçici olup, maruz kalma ortadan kalktığında, düzelme meydana gelir.
Gece Çalışması: Gece çalışması bir başka etken olup, gece çalışanlardaki koroner kalp hastalıkları riskinin, gündüz çalışanlara kıyasla daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Bazı Toksik Maddelerin Kardiyovasküler Sistemdeki Etkileri
Bazı toksik maddelerin kardiyovasküler sistem üzerindeki etkileri şu şekildedir:
Arsenik: Su, besinler, deniz ürünleri, pas giderici boya, maden eritme işlemleri, yarı iletken madde üretimi gibi kaynaklara sahiptir ve bunlara maruz kalma ya da ilgili yiyecekleri tüketme ile vücuda girer. Girdikten sonra ise kardiyak aritmi, miyokardi injüri gibi hastalıklara neden olabilir.
Arsin: Arseniğin gaz formu olan arsin, solunum yolu ile vücuda girmektedir. Miyokardiyal hasara, EKG anormalliklerine yol açmakta, hemoliz ve CVS’ye olumsuz etki etmektedir.
Antimon: Maden işçileri ve parazitoz tedavisindeki bazı ilaçları kullananlar antimona maruz kalmaktadır. Miyokardiyal injüri, EKG anormallikleri, kardiyomiyopatiye yol açmaktadır.
Kadmiyum: Ortam havasında bulunması durumunda solunum ile alınır. Ayrıca bazı besinlerde de bulunur. Hipertansiyon, periferal arteriyal oklüzyon ve koroner arter hastalığında mortalite artışı gibi etkileri bulunmaktadır.
Bunların haricinde de kardiyovasküler hastalıklara neden olan toksik maddeler bulunmaktadır.
İş ile İlgili Solunum Sistemi Hastalıkları
Kronik non spesifik solunum hastalıkları, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kronik balgam oluşumu ya da dinlenmede veya eforda artan nefes darlığı olarak tanımlanmaktadır. Bu hastalık, işle ilgili hastalıklara tipik bir örnek olarak dikkat çeker. Amfizem, bronşial astma ve kronik bronşit bu hastalıklardan bazılarıdır.
Sosyoekonomik unsurlar, hava kirliliği, sigara, genetik unsurlar, ailevi etkenler, çocuklukta geçirilen solunum sistemi hastalıkları, çalışma şartları, atopi bu hastalıkların etiyolojisinde ve patagenosinde rol alan risk unsurları olarak dikkat çekmektedir.
Kronik bronşit prevalansı, bilhassa kömür ve diğer maden işçilerinde, fırıncılarda, pamuklu tekstil çalışanlarında ve demir çelik işçilerinde yüksektir. Tekstil endüstrisinin yaygın olduğu gelişmekte olan ülkelerde, bitkisel tozlara maruz kalınması neticesinde, toplumun genelindeki kronik bronşit prevalansı yükselmiştir.
İş ile İlgili Kas İskelet Sistemi Hastalıkları
Bernardino Ramazzini, henüz 17.yüzyıldayken düzensiz hareketler ve doğal olmayan duruşun, hastalıklara yol açabileceğini ifade etmiştir. 19.yüzyılın son dönemlerinde, bilhassa sağ elde oluşan güç kaybının bazı mesleklerle ilişkili olduğu belirlenmiştir. 20.yüzyılda ABD ve sanayileşmiş bazı Avrupa devletlerinde, birikimsel travma rahatsızlıkları veya işle ilgili kas iskelet sistemi hastalıkları sayısında belirgin bir artış meydana gelmiştir.
ABD’de 1986 ve 1992 yılları arasındaki dönemde üst ekstremite hastalıklarının yaklaşık olarak üç kat arttığı tespit edilmiştir. 1989 yılında 8300 işçide yapılan çalışmada, işçilerin %33’lük kısmının sürt ağrısından dolayı tazminat istediği belirlenmiştir. Birikimsel kas hastalıkları koruyucu hekimliğin kapsamında olup, bu rahatsızlık yeni bir toplum sağlığı problemli olarak kabul edilmektedir. Birincil korunma tedbirleri çok önemlidir. Ayrıca koruyucu teknolojilerden yararlanılması ve etkili bir korunma programının uygulanması gerekmektedir. Bütün bunlar ise yalnızca sağlık ekibi ile değil, sağlık ekibine ek olarak ilgili diğer birimlerin de sürece dahil olması ile mümkün olabilir.
İş ile ilgili iskelet ve kas hastalıklarında, işin yapılışından ya da ortamından kaynaklı unsurlar çok önemlidir. Yüksek güç uygulanması, vibrasyon, mekanik stres ve düşük sıcaklık, bu tür unsurlardandır. Ancak çalışma ortamından kaynaklı faktörler kadar kişisel faktörler de önem taşımaktadır.
İş ile ilgili kas iskelet hastalıkları yinelenen, ağır veya sürekli güç harcanarak yapılan işlerin neden olduğu, var olan rahatsızlıkları ağırlaştırdığı hastalıklar olarak ifade edilebilir. Çoğunlukla haftalar, aylar ve hatta yıllar süren etkilenim neticesinde ortaya çıkar.
İş ile ilgili kas ve iskelet sistemi hastalıklarında bazı risk unsurları vardır. Bu risk unsurları şu şekildedir:
- İşteki postür (duruş) ve hareketler
- İş temposu ve tekrarlama
- Hareketlerin ne kadar kuvvet gerektirdiği
- Sıcaklık
- Vibrasyon
Buradaki risk faktörleri; çalışma ortamının düzeni, işin hızı, kaldırılan cismin ağırlığı türünden unsurlardan etkilenmektedir.
Bedende yorgunluk ve rahatsızlığa yol açan herhangi bir vücut şeklinin uzun sürmesi, özel sağlık problemlerine neden olur. Uzun süre ayakta çalışma, ayaklarda şişlik, ağrı, kas yorgunluğu ve bel ağrısına yol açabilir.
İş Etkinlikleri ile Birikimsel Zedelenme Hastalıkları Arasındaki İlişki
Birikimsel zedelenme hastalıkları açısından bazı iş etkinlikleri önemli risk faktörlerindedir. Bu hastalıklar, hangi vücut hareketinden kaynaklanacağı ve görüldüğü mesleklere ilişkin detaylar şu şekildedir:
Karpal Tünel Sendromu
Yineleyen el bileği arkaya ya da öne bükülmesi, elin bilekten sola veya sağa yatırılması, tutma hareketi, parmakla baskı uygulanması ve hızlı bilek çevirme gibi vücut hareketleri nedeniyle oluşur. En fazla görüldüğü meslekler ve işler ise cilalama, parlatma, bileme, çekiçle dövme, daktilo yazma, halıcılık, ev temizliği, veznedar, cerrah ve aşçı şeklindedir.
Epikondilit, Tenisçi Dirseği
Bükülen dirsekte iken el bileğinin dışa döndürülmesi, el bileğinin güçlü şekilde arkaya bükülmesi, önkol dışa çevriliyken el bileğinin güçlü olarak arkaya bükülmesi, silkme tarzında atma şeklindeki vücut hareketlerine bağlı olarak oluşur. Küçük parçaların montajı, et kesme, müzisyenlik, bowling oynama ve vidalama, en fazla görüldüğü işler ve mesleklerdir.
Boyun Gerilim Sendromu
Boyun, kollar ve omzun uzun süre sabit durması, omuzda veya elde uzun süre yüklerin taşınması temel nedenler olarak dikkat çeker. Küçük parça montajı, bant montajı, elde veya omuz üzerinde yük taşıma, paketleme en fazla görüldüğü meslekler veya işlerdir.
Pronator Teres Sendromu
Önkolun güçlü bir şekilde dışa döndürülmesi, hızlı şekilde dışa çevrilmesi ve el bileği öne bükülmüşken beraber dışa çevrilmesi gibi hareketlere bağlı olarak meydana gelir. Bileme, cilalama ve parlatma en fazla görüldüğü işlerdir.
Radyal Tünel Sendromu
Önkolun dışa veya içe doğru çevrilmesiyle berber el bileğinin yinelemeli olarak öne bükülmesi, temel sebepler olarak kabul edilir. El aletleri kullanımı, en çok görüldüğü iştir.
Rotator Kaf Sendromu, Omuz Kirişleri Yangısı
Kol gerili durumdayken dirsekten 60 dereceden fazla olacak şekilde bükülü iken, omuzdan çekme ve kaldırma hareketi, omuz hizası üzerinde elle yapılan işler, sürekli dirsekten kaldırma gibi vücut hareketlerine bağlı olarak oluşur. Zımba pres operatörleri, kaldırma işi, erişme hareketi, baş hizasında yapılan işler, yükleme ve bant montajı türünden işler ve meslekler, en fazla görüldüğü alanlardır.
Bilekte Kiriş Yangısı
El bileğini kuvvetli şekilde arkaya veya öne bükülmesi, kuvvetli şekilde dışa yatırılması, temel nedenler olarak dikkat çeker. En fazla görülüğü işler ve meslekler ise montaj işleri, pense ve telgraf kullanıcısı, zımba operatörleri şeklindedir.
De Quarvain Hastalığı
El bileğinin hızlı bir şekilde döndürülmesi, parmaklara kuvvet uygulayarak el bileğinin arkaya veya öne bükülmesi, el bileğinin hızlı şekilde döndürülmesi temel etkenlerdir. En fazla görüldüğü meslekler ve işler ise zımba pres operatörleri, bileme, cilalama, törpüleme, parlatma, pense kullanımı, elle kavrayarak kontrol edilmesi gereken araçlar, elle burma, vidayı yatağına oturtturma şeklindedir.
Tetik Parmak
El ayasının aşırı gerilmesi ve parmakların tekrarlı bükülmesi temel etkenler olup, en fazla görüldüğü işler ise tetik parmağıyla yapılan ve elin fazla açılmasını gerektiren işlerdir.
Ulnar Sinir Tuzağı, Guyon Tüneli Sendromu
El bileğinin uzun süreli arkaya veya öne bükülmesi, ulnar yarığa baskı, hipotenar tepeye baskı gibi etkenlere bağlı olarak oluşmaktadır. En fazla görülüğü işler ve meslekler; müzisyenlik, çekiçle dövme, pense kullanımı ve halıcılık şeklindedir.
Ölü Parmak Sendromu, Raynoud Sendromu
Kan akışını engelleyen el aletleriyle çalışmak ve titreşimli aletleri tutmak, temel etkenler olarak dikkat çeker. En çok görüldüğü işler ise tepkili çekiç, motorlu testere kullanımı, boya kazıma, ele gücük gelen aletlerin kullanımı, soğukta çalışma şeklindedir.
İşle İlgili Hastalıklardan Korunma Yöntemleri
İşle ilgili hastalıklardan korunma yöntemleri ile meslek hastalıklarından korunma yöntemleri arasında benzerlikler vardır. Buradaki tek fark, ilgili hastalıklarda alınması gerekli olan korunma ve kontrol yöntemlerine ek olarak, toplumdaki genel hastalıklarda alınan korunma yöntemlerinin de dikkate alınmasıdır.
İş sağlığı ve güvenliği temel ilkeleri, meslek hastalıklarından korunma yöntemlerinin temelidir. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bu süreçte aktif olarak yer alır. Ancak işyeri hekiminin görev ve sorumlulukları çok daha fazladır. Bu hastalıklardan korunma yöntemleri şu şekildedir:
- Çalışma ortamı gözetimi
- İşe giriş muayenesi
- Periyodik muayeneler
- Ortam unsurlarının kontrolü
- Sağlık eğitimi
- İş yerinde sağlık hizmeti verilmesi
- Dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam tarzı
- Bağışıklama
Bu hususların dikkatli şekilde uygulanması, çalışanların işle ilgili hastalıklar ile meslek hastalıklarından korunmasını sağlar.
Sağlık Gözetiminde İşyeri Hekimi Görevleri
Sağlık gözetimi sürecinde işyeri hekimi tarafından üstlenilmesi gereken ilk görev, işe giriş muayenelerinin titizlikle ve zamanında gerçekleştirilmesidir. İşe alınanların ruhsal ve fiziksel açıdan sağlık durumlarının dikkate alınarak kaydedilmesi önem taşımaktadır.
Hastalığı olanların, çalışma ortamında yer alan risk unsurlarından etkilenme durumu, hastalıklarının daha da artması riski önceden araştırılarak tespit edilir. Çalışanların hastalıklardan korunması, öncelikli hedeftir. Dolayısıyla primer korunmaya öncelik verilir. Kişilerin hastalanmalarına yol açacak veya hastalığın ilerlemesine sebebiyet verecek etkenler, bu şekilde engellenir. İşe alımlarda çalışanların sağlık durumlarına uygun işlerde çalışması, bundan dolayı işle ilgili hastalıklardan korunma için önemlidir.
İşyeri hekimi, sağlık gözetiminde ikinci olarak periyodik muayeneleri özenli ve titiz şekilde yapmalıdır. Bu sayede çalışanların sağlıklarındaki değişim tespit edilir ve sağlık gelişiminin yönü belirlenir.
Dolayısıyla gerekli olan muayene ve tetkiklerin yinelenmesine özen gösterilmelidir. Meslek hastalıkları için yapılan aralıklı muayeneler ve testler, işle ilgili hastalıklar için de yapılmak zorundadır.
İşyeri hekimi, işle ilgili hastalıklardan korunmada, kritik bir role ve göreve sahiptir. Görevini yerine getirirken İSG eğitimi alan iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli gibi profesyonellerle birlikte çalışmaktadır.