Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi

Risk yönetimi ve değerlendirmesi, iş sağlığı ve güvenliği alanının çok önemli bir parçasıdır. Risk yönetimi ile risklerin tespiti ve gerekli tedbirlerin alınması ve bu sayede iş sağlığı ve güvenliğinin etkili olarak sağlanması hedeflenir.

Tehlike ve Risk Kavramları

Risk yönetimi ve değerlendirmesi yapılırken, kullanılan bazı kavramlar vardır. Risk, tehlike, kaza, kabul edilebilir faaliyet ve benzeri kavramlar, 6331 sayılı İSG Kanunu ve Risk Değerlendirme Yönetmeliğinde açık olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar TS 18001’de de yapılmıştır.

6331 sayılı İSG Kanunu ve Risk Değerlendirme Yönetmeliğine göre bu kavramlara ilişkin tanımlamalar şu şekildedir:

  • Tehlike: Dışarıdan gelecek ya da iş yerinde bulunan, iş yerine ya da çalışana hasar ve zarar verme potansiyeli.
  • Risk: Tehlike kaynaklı yaralanma, kayıp veya benzer türden zararlı netice meydana gelme olasılığı.
  • Risk Değerlendirmesi: İş yerine dışarıdan gelecek veya iş yerinde bulunan tehlikelerin tespit edilmesi, bunların riske dönüşmesine yol açacak unsurlar ile tehlikelerden kaynaklı risklerin derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin belirlenmesi için yapılan çalışmalar.
  • İş Kazası: İşten kaynaklı veya iş yerinde yaşanan, ölüm ya da vücut bütünlüğünün bedenen veya ruhen bozan olaylar.
  • Ramak Kala Olay: İş yerinde yaşanan; çalışanları, ekipmanları veya iş yerini zarara uğratma olasılığı olmasına karşın zarara neden olmayan olay.
  • Kabul Edilebilir Risk: İş yerinin önleme politikasına ve yasal yükümlülüklere uygun, yaralanma ve kayıp oluşturma olasılığı bulunmayan risk düzeyi.
  • Önleme: İş yerindeki işlerin tüm aşamalarında iş sağlığı ve güvenliğiyle alakalı riskleri yok etmek veya seviyesini düşürmek için alınan ve planlanan önlemlerin tamamı.

TS 18001 ‘e göre ise bu kavramlara ilişkin tanımlalar şu şekildedir:

  • Tehlike: Güvensiz ortam şartlarından veya güvensiz hareketlerden kaynaklı olan ve risk taşıyan durumların her biri.
  • Risk: Tehlikeli bir olayın ya da maruz kalma durumunun yaşanma ihtimaliyle olay ya da maruz kalmanın neden olabileceği sağlık bozulmasının ciddiyet seviyesinin birleşimi.
  • Risk Değerlendirmesi: 6331 sayılı İSG Kanunu ve Risk Değerlendirme Yönetmeliğindeki tanımla aynıdır.
  • Kaza: Yaralanmaya, zarara, hastalığa, ölüme ve benzeri türden kayıplara yol açan istenmeyen olay.
  • Kabul Edilebilir Risk Seviyesi: İşletmenin kendi İSG politikası ile yasal zorunluluklara göre tahammül edilebilecek indirilmiş risk.
  • Düzeltici Faaliyet: Belirlenen bir uygunsuzluğun nedeninin, aynı uygunsuzluğun tekrar etmemesi için kaldırılması işlemi.
  • Önleyici Faaliyet: Olası bir uygunsuzluğun nedeninin, ilk defa yaşanmaması için, ortadan kaldırılması işlemi.

Tanımlamalara bakıldığında genel olarak benzerlik olduğu ifade edilse de, bazı önemli farklılıklar olduğunun da unutulmaması gerekir.

İş yerleri ve çalışma ortamları, fark edilen ve edilmeyen tehlikelere sahiptir. Söz konusu tehlikelerden dolayı oluşan risklerin tahmin edilmesi ve bunlardan kabul edilemez seviyede olanların ortadan kaldırılması amacıyla alınacak önlemler için yapılan bilimsel çalışmalar, risk değerlendirmesi olarak ifade edilir.

Risklerin hangisine öncelik verileceği ve bunlara yönelik ne türden önlemler alınacağı ise yönetimsel ve politik bir karar olarak dikkat çeker. Bundan dolayı söz konusu işlemlerin tamamı, risk yönetimi olarak isimlendirilir.

Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi tamamen farklı kavramlardır ve birbirine karıştırılmaması gerekir. Risk değerlendirmesinde temel hedef, riskin kabul edilebilir seviyeye getirilmesidir. Tüm değerlendirme süreci, bunun için planlanır ve uygulamalar, bu amaç için hayata geçirilir.

İSG yönetim stratejilerinin merkezinde, etki risk yönetimi vardır. Sağlık sorunlarının, işten kaynaklı yaralanmaların ve ölümlerin engellenmesi için potansiyel tehlike kaynaklarının tespit edilmesi ve ortadan kaldırılması ya da minimize edilmesi gerekir. Tehlike kaynaklarının minimize edilmesi, risk kontrolüdür. Risk kontrolü için alınan tedbirlerin etkililiğini, uygulamasını ve sürdürülmesini değerlendirerek gözden geçirmekten meydana gelen bir adım da vardır.

Tehlikeler, her zaman tek risk içermez. Bazıları, birden fazla risk içerir. Örneğin; elektrik bir tehlikedir ve bu tehlikeden kaynaklı elektrik çarpması ve yanıcı maddelerin yanmasına neden olma riskleri vardır.

Bunun daha net anlaşılması için farklı bir örnekle derinlemesine inceleme yapılması uygun olacaktır:

Gürültü, bir tehlikedir. Bu tehlikeden kaynaklı; performans azalması, psikolojik etki ve işitme kaybı riskleri vardır. Riskin kontrolü bakımından ise kişide kontrol (KKD kullanma), ortamda kontrol (maruz kalan kişi sayısını ve maruz kalma süresini azaltma) ve kaynakta kontrol (gürültü kaynağı cihazın bakımını yapma vb.) seçenekleri vardır.

TS 18001’e göre yapılan tanımlamaya bakıldığında, tehlikeli bir olayın ya da maruz kalmanın yaşanma olasılığı ile maruz kalma durumunun ya da olayın neden olabileceği sağlık bozulması veya yaralanmanın ciddiyet seviyesinin birleşmesi, risk olarak açıklanır. Daha basit ifade ile şu matematiksel tanımlama yapılabilir:

  • Risk = Olasılık X Şiddet

Risk Değerlendirmesi

ABD’de National Research Council (NRC) tarafından risk değerlendirmesi, bir bilimsel süreç olarak ilk defa 1983’te önerilmiştir. Söz konusu yaklaşım kapsamında ekonomik değerlendirmeler ve çevresel risk analizi de dikkate alınmıştır. İlgili öneri sonucunda dört aşamalı bir risk değerlendirme süreci ortaya çıkmıştır. Bu aşamalar şu şekildedir:

  • Tehlikelerin tanımı
  • Maruz kalmanın değerlendirilmesi
  • Doz-cevap ilişkisi
  • Riskin karakterizasyonu

Burada incelenecek olan risk değerlendirme basamakları ile İSG ve iş yerleri risk değerlendirmesinin düzenlendiği ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamındadır.

Risk Değerlendirme Yönetmeliği içerisinde yer alan risk değerlendirmesi; iş yerleri için kurulma ya da tasarım aşamasından başlayarak tehlikeleri tanımlama, riski tespit etme ve analizini yapma, risk kontrol önlemlerinin belirlenmesi, dokümantasyon, çalışmaların güncellenmesi ve gerekli durumlarda yenilenmesi aşamaları izlenir.

Çalışanların risk değerlendirmesinde ise ihtiyaç duyulan her aşamada çalışanlar sürece dahil edilir. Bu şekilde görüşleri alınır.

  • Risk = Olasılık x Şiddet

Risk için yapılabilecek en basit formül, bu şekildedir. Buradaki formülden hareketle riskin, olasılık ve tehlike şiddetine bağlı olarak arttığı ifade edilebilir. Bundan dolayı riskin azaltılması için ya olasılığın düşürülmesi ya da olayın hasarının düşürülmesine yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir.

Risk analizi, risk değerlendirme ve risk yönetimi birbirine yakın kavramlardır. Ancak anlam bakımından tamamen farklı kavramlar oldukları unutulmamalıdır.

  • Risk analizi; olası kaza senaryoları ve olasılıkların dikkate alınarak tehlikelere bağlı risklerin tespit edilmesidir.
  • Risk değerlendirme; belirlenen risklerin kabul edilebilir olup olmadıklarına yönelik süreçtir.
  • Risk yönetimi; risk analizi ile belirlenen ve daha sonra risk analizi ile değerlendirilen risklere yönelik hangi önlemlerin alınacağı, ne tür uygulamaların yapılacağı sürecidir.

Risk Değerlendirme Aşamaları

Risk değerlendirme, kendi içerisinde farklı aşamalardan meydana gelen bir işlemdir. 6331 sayılı İSG Kanunu ile Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre bu aşamalar şu şekildedir:

  • Tehlikelerin tespit edilmesi ve tanımlanmasının yapılması
  • Risklerin belirlenmesi ve analizinin gerçekleştirilmesi
  • Risk kontrol adımları
  • Dokümantasyon
  • Risk değerlendirme sürecinin yenilenmesi

Görüleceği üzere bu süreç toplamda beş aşamadan meydana gelmektedir.

1. Tehlikelerin Tespiti ve Tanımlanması

Tehlikelerin tespiti, risk değerlendirilmesinin ilk aşamasıdır. Zira tehlike olmadığında tedbire de gerek olmaz. Bundan dolayı öncelikle tehlikelerin belirlenmesi ve bunların tanımlanması gerekir. Buradaki tespit ve tanımlamanın sistematik bir yaklaşımla yapılması önemlidir. Sistematik olarak tehlikelerin belirlenmesi için şu yollar tercih edilebilir:

  • Var olan durumu incelemek
  • Geçmişe ait kayıtları incelemek
  • Literatür ve mevcut durumu incelemek

Tehlikelerin tanımlanabilmesi için üç sorunun cevabı son derece önemlidir. Bu sorular:

  1. Tehlike kaynakları nelerdir?
  2. Tehlikelerden kim veya neler zarar görebilir?
  3. Zararlar nasıl oluşabilir?

Buradaki soruların yanıtları, yapılacak tehlike tanımlamaları açısından son derece önemlidir.

Tehlikelerin tanımlanmasına ilişkin detaylar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yönetmelikte de yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre tehlikelerin tanımlanması şu şekildedir:

  • Tanımlama sürecinde çalışanlar, çalışma ortamı ve iş yerine dair asgari olarak aşağıda ifade edilen bilgilerin toplanması gerekir:
    • Üretim yöntem, teknik ve süreçleri
    • İş yerindeki tüm işler ve faaliyetler
    • İş yerine ait binalar, yapılar ve eklentiler
    • İş ekipmanları
    • Atıklar ve bunlara dair işlemler
    • Kullanılan maddeler
    • Çalışanların deneyim ve görüşleri
    • Hiyerarşik yapı, organizasyon, görev, sorumluluk ve yetkiler
    • İlgili mevzuattaki izin belgeleri
    • Çalışanların sağlık gözetim belgeleri
    • Çalışanların cinsiyet, yaş ve eğitim vb. bilgileri
    • Kadın çalışanlar ile özel politika gerektiren grupların durumu
    • İş yeri teftiş neticeleri
    • Güvenlik ve sağlık planı türünden belli iş yerlerinde hazırlanması gerekli olan dokümanlar
    • İş kazası ve meslek hastalıklarına dair kayıtlar
    • Yaralanma veya ölüm olmamasına karşın çalışma ortamı veya ekipmanın zarar gördüğü olaylara dair kayıtlar
    • Ramak kala olaylara dair kayıtlar
    • Acil durum planları
    • Geçmiş risk değerlendirme çalışmaları
    • Kişisel maruz kalma ve ortam düzeyi ölçüm neticeleri
    • Malzeme güvenlik bilgi formları
  • Tehlikelere dair bilgilerin toplanması sırasında, üretim yapan iş yerlerinde meydana gelen meslek hastalıkları ve iş kazaları, benzer yöntem ve teknikler ile değerlendirilebilir.
  • Toplanan bilgiler kapsamında; İSG mevzuatındaki hükümler de göz önünde bulundurularak, çalışma ortamındaki biyolojik, kimyasal, fiziksel, ergonomik, psikolojik, sosyal ve benzeri tehlike kaynaklarından meydana gelen ya da bunların etkileşimiyle oluşan tehlikeler belirlenir. Söz konusu süreçte, şu hususlar ve bunlardan etkileneceklerin, ne yönde etkilenecekleri dikkate alınır:
    • İşletme konumundan kaynaklı tehlikeler.
    • Tercih edilen alandaki iş yerine ait bina, yapı ve eklentilerin plana uygun konumlandırılmaması ya da planda bulunmayan yapılardan kaynaklı tehlikeler.
    • İş yerine ait bina ve eklentilerin yapısı ve yapım tarzıyla tercih edilen malzemelerden kaynaklı tehlikeler.
    • Üretim yöntemleri, işin sürdürülmesi, kullanılan malzemeler, ekipmanlar ile bunların çalışanların fiziksel özelliklerine uygun olmamasından kaynaklı tehlikeler.
    • Bakım ve onarım süreçleri de dahil olmak üzere, çalışma ortamındaki her türden faaliyet sırasında vardiya düzeni, çalışma usulleri, ekip çalışması, hiyerarşik düzen gibi unsurlardan kaynaklı tehlikeler.
    • İş yerindeki aydınlatma, yangın önleme, drenaj, havalandırma, ısıtma, çevresel şartlardan korunma ve benzeri türden amaçlar için kullanılan tesisat ve donanımdan kaynaklı tehlikeler.
    • Çalışma ortamında patlama, parlama ve yanma olasılığı bulunan maddelerin işlenmesi, taşınması veya benzeri türden işlemlerden kaynaklı tehlikeler.
    • İş yerindeki hijyen şartları ve çalışanların hijyen alışkanlıklarından kaynaklı tehlikeler.
    • Çalışma ortamındaki ulaşım yollarından kaynaklı tehlikeler.
    • Çalışanların yeterli İSG eğitimi almaması, uygun talimatların verilmemesi, tehlike durumlarındaki prosedürün bulunmaması gibi durumlardan kaynaklı tehlikeler.
  • İş yerindeki sosyal, psikolojik, fiziksel, kimyasal, ergonomik ve benzeri türden unsurlardan kaynaklı tehlikeler ile alakalı çalışma ortamında daha önce ölçüm, kontrol, inceleme ve araştırma yapılmamışsa, risk değerlendirmesinde kullanılması için söz konusu tehlikelerin nicelik ve niteliklerini ve çalışanların buna maruz kalma düzeylerini tespit etmek için gerekli araştırmalar, kontroller ve ölçümler yapılır.

2. Risk Değerlendirmesi

Risk değerlendirmesi sırasında dikkate alınacak ve göz önünde bulundurulacak hususlar vardır. Bunlar genel olarak şu şekildedir:

  • Belli risklerden etkilenecek olan çalışanların durumları
  • Ekipman ve kimyasal madde seçimi
  • Çalışma ortamının düzeni
  • Kadın çalışanlar ile özel politika gerektiren grupların durumları

Ne Zaman Risk Değerlendirmesi Yapılır?

Risk değerlendirmesinin ne zaman yapılacağı ve ne zaman yenileneceğine dair bilinmesi gereken hususlar vardır. Risk değerlendirmesi, genel olarak şu durumlarda yapılır:

  • İşe başlarken
  • Daha önce hiç yapılmayan durumlarda
  • İşlerde bir değişiklik olması durumunda (ekipman, hammadde değişikliği vb.)
  • Meslek hastalığı, iş kazası ya da ramak kala olayın yaşanması halinde

Yapılan risk değerlendirmesinin periyodik olarak yenilenmesi gerekir. Yenilenme süreleri şu şekildedir:

  • A sınıfı iş yerlerinde 2 yılda
  • B sınıfı iş yerlerinde 4 yılda
  • C sınıfı iş yerlerinde 6 yılda

Risk değerlendirmesinin yenilenmesine dair mevzuatta hükümler vardır. Ancak bazı durumlara bağlı olarak bu süreler farklılık gösterebilmektedir. Bunun en önemli örneklerinden biri Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliktir. Söz konusu yönetmelikteki risk değerlendirmesinin yenilenme süreleri şu şekildedir:

  • Risk değerlendirmesinde belirlenmiş olan sürelerde
  • Sağlık gözetim ve ortam ölçüm sonuçlarının gerektirdiği durumlarda
  • Çalışma şartlarında ciddi değişiklikler yaşandığında
  • Kimyasal madde kaynaklı kazalarda
  • En az 5 yılda bir defa

İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde Risklerin Belirlenmesi ve Analizi

Risklerin belirlenmesi ve analizi ile ilgili detaylar, İSG yönetmeliği içerisinde de yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre risklerin belirlenmesi ve analizi şu şekildedir:

  1. Tespit edilen tehlikeleri dikkate alarak, bunlardan kaynaklı risklerin hangi sıklıkta meydana geleceği ve bu risklerden kimlerin nasıl zarar göreceği tespit edilir. Söz konusu süreçte, var olan kontrol tedbirlerinin etkisi de dikkate alınır.
  2. Elde edilen verilere göre risklerin analizi; ulusal ve uluslararası standartlar dikkate alınarak uygun yöntemlerden biri veya birkaçının kombinasyonu ile yapılır.
  3. Çalışma ortamında farklı işlerin yapıldığı alanların olması durumunda ilk iki maddedeki hususlar, her bölüm için yeniden yapılır.
  4. Risk analizinin her bölüm için ayrı şekilde yapılması durumunda, bölümlerin etkileşimleri dikkate alınarak sonuçlandırılır.
  5. Analizi yapılan riskler, kontrol önlemlerine karar vermek için etkilerinin büyüklüğüne ve tedbirlerine göre yüksek risk düzeyinden başlanarak yazılı hale getirilir ve sıralanır.

Risk Değerlendirme Yöntemleri

Risk değerlendirme için kullanılacak çok sayıda yöntem vardır. Bunlardan bazıları sayısal bazıları ise nitelikseldir. Bazılarında ise hem niteliksel hem de sayısal değerlendirmeler vardır. Söz konusu risk değerlendirme yöntemlerinden bazıları şu şekildedir:

  • Matriks Yöntemi: En sık kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yöntemde Risk = Olasılık X Şiddet formülü öne çıkar.
  • Çeklist Yöntemi: Kontrol Listeleri yöntemi olarak da bilinir. Çalışma ortamının ya da çalışma sürecinin ekipmanlarının ve aletlerinin tam olup olmadığını ya da kusursuz şekilde işleyip işlemediğini kontrol etmeye yöneliktir. Bu yöntem iki adımlıdır:
    • Kontrol listesindeki özel sorular kullanılarak iş yerinin eksiklikleri belirlenir.
    • Önlemler kataloğu ile yapılması gerekli olan düzeltmeler tavsiye edilir.

Çek-list yönteminde en yüksek verim, daha önce deneyimli uzmanlar tarafından hazırlanan ve kullanılan çek-listlerden alınır.

  • Fine- Kinney Metodu: Yaygın olarak kullanılan ve kullanımı son derece kolay olan bir yöntemdir. Çalışma ortamı istatistiki verilerinin kullanımına imkan sağlamaktadır.
  • Failure Mode And Effects Analysis- Fmea (Muhtemel Hata Türleri ve Etki Analizi): Bilhassa otomotiv alanında üretim esnasında ve sonrasındaki muhtemel hataların tespit edilmesi için kullanılır. Yine yaygın kullanılan yöntemler arasında yer alır. Problem çözme tekniklerinden biri olarak da dikkat çeker.

Bir sistemin bölümleri ya da tamamı ele alınarak bunlardaki kısımlar, kompenentler ve aletlerde ortaya çıkacak arızalardan sistemin tamamının ya da bölümlerin nasıl etkilenebileceği ve ortaya çıkması olası sonuçlar analiz edilmektedir.

Türkiye’de AB’nin 89/391 sayılı çerçeve direktifi ile ülkemiz tarafından kabul edilen 161 ve 155 sayılı ILO sözleşmeleri dikkate alınarak İSG konusundaki temel yasa olan 4857 sayılı İş Kanunu hazırlanmıştır. Söz konusu yasanın 78.maddesine göre risk değerlendirmesi yapılması zorunludur.

Türkiye’deki uygulamalar incelendiğinde risk değerlendirme sürecinin karmaşık formüllere dönüştürüldüğü görülür. Uygulanması ve anlaşılması zor hale geldiklerini ifade etmek yanlış olmaz.

İş sağlığı ve güvenliği, sosyal boyutları olan ve insan sağlığını direkt olarak ilgilendiren alanlardan biridir. Bundan dolayı böylesine bir konunun sadece sayısal formüllerle açıklanarak önlemlerin önceliğini bunlara göre ayarlamak, farklı sorunlara yol açabilir.

Burada önemli olan nokta, çalışma ortamlarının farklı tehlikeler bulundurabileceğini dikkate alarak şiddeti ve olasılığı ne olursa olsun, her tehlikeye karşı uygun bilimsel önlemlerin alınmasıdır. Risk analizi yöntemlerinden en uygun olanı ve mümkün olan durumlarda birden fazlasının uygulanması yararlı olacaktır.

3. Risklerin Kontrolü

İlk olarak risklere karşı hangi önlemlerin alınması gerektiğine karar verilir, sonrasında ise belirlenen önlemler uygulanır. Son olarak bu uygulamalar takip edilir. Buradaki süreçte bilhassa kabul edilemez seviyede olan risklerin kabul edilebilir seviyeye getirilmesi amacıyla gerekli olan kontrol tedbirlerine karar verilmektedir.

Risk değerlendirmesinin en ciddi adımlarından biri bu adımdır. Burada risk kontrol önlemlerinin belirlenmesi ve belirleme sürecinde hangi türden önceliklerin tercih edileceği önem taşımaktadır. Tedbirler, kendi içerisinde ikiye ayrılır. Bunlar:

  • Koruyucu Önlemler: Şiddetin azalmasını hedefler.
  • Önleyici Önlemler: Olasılığın azalmasını hedefler.

Risk kontrol tedbirleri; kaynakta, ortamda ve kişide olmak üzere üç temel başlıkta toplanabilir. Bunların öncelik sırası da bu şekildedir.

1.     Kaynakta Kontrol

Kaynakta kontrol ile tehlikeler ortadan kaldırılmaktadır. Bu sayede tehlikelerin risk oluşturmaları engellenir. En radikal ve en etkili çözüm olarak dikkat çeker. Tehlike pasif hale getirildiği için risk oluşmaz.

Kaynakta kontrol için bir diğer yöntem ise tehlikeli olanın daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi ve böylece tehlike seviyesinin düşürülmesidir.

2.     Ortamda Kontrol

Havalandırma, otomasyon, uzaklaştırma ve ergonomik yöntemlerden yararlanma gibi mühendislik önlemleri ortamda kontrol için başlıca uygulamalar olarak dikkat çeker. Bunlara ek olarak maruz kalmanın azalması, çalışma süresinin düzenlenmesi, monotonluğun azaltılması, çalışma ortamının tasarlanması, güvenlik ve sağlık işaretlerinden yararlanma gibi idari tedbirler de bu kapsamdadır.

Risk kontrol önlemlerini öncelik sırasında göre sıralamak gerekirse; Kaynakta, ortamda ve kişide kontrol olmak üzere 3 ana başlıkta toplamak mümkündür.

3.     Kişide Kontrol

Etkinlik ve öncelik sıralamasında en sonda bulunan Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD), etkili kontrol yöntemlerindendir. Doğru ve uygun sayıda KKD kullanımı ile bu yöntemlerin etkisi artırılır.

Her ne kadar korunma tedbirleri önceliği sıralaması olsa da, önlemlerin tamamının eş zamanlı olarak alınması ve uygulanması gerekir. Böylece çok daha etkili sonuçlar alınır.

Risklerden korunmak için dikkate alınması gereken bazı prensipler, ilkeler vardır. Risklerden korunma ilkeleri olarak ifade edilen bu prensipler şunlardır:

  • Risklerden kaçınma
  • Kaçınılması mümkün olmayan risklerin analizini yapma
  • Risklerle mücadelenin kaynağında başlaması
  • İşin çalışanlara uygun hale getirilmesi amacıyla çalışma ortamının tasarımı, çalışma şekli, ekipman ve üretim yöntemlerinin seçimine özen gösterme, bilhassa monotonluğun ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olan negatif etkilerini ortadan kaldırma, ortadan kaldırmanın mümkün olmadığı durumlarda ise bunları minimize etme
  • Teknolojik ve teknik gelişmeleri izleme ve uyum sağlama
  • Tehlikeli olan unsurları tehlikesiz olanla, mümkün olmayan durumlarda ise daha az tehlikeli olanla değiştirme
  • Toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine kıyasla öncelik verme
  • İş organizasyonu, teknoloji, çalışma koşulları, çalışma ortamı ve sosyal ilişkiler ile alakalı unsurların etkilerini içerek genel ve tutarlı bir önleme politikası geliştirme
  • Çalışanlara İSG kapsamında uygun talimatlar verme

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Yönetmeliğine Göre Risk Kontrol Adımları

  1. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Yönetmeliği içerisinde risk kontrol adımları, şu şekilde ifade edilmektedir:
  • Planlama: Risklerin analizi yapılarak etkilerinin büyüklüğüne ve önemine göre sıralanan risklerin kontrolü için planlama yapılması gerekir.
  • Kontrol Tedbirlerinin Belirlenmesi: Riskin tamamıyla önlenmesi, bunun mümkün olmadığı durumlarda riskin kabul edilebilir düzeye indirilmesi için şu adımların uygulaması gerekmektedir:
    • Tehlikenin ya da kaynaklarının yok edilmesi
    • Tehlikeli unsurların, tehlikeli olmayanlarla ya da daha az tehlikeli olanlarla değiştirilmesi
    • Risklerle kaynağında mücadele edilmesi
  • Kontrol Tedbirlerinin Uygulanması: Kararlaştırılan tedbirlerin iş ve işlem basamakları, bunu uygulayacak ilgili bölüm veya kişi, sorumlu bölüm veya kişinin başlama ve bitiş tarihiyle benzeri türden bilgilerin olduğu planlar hazırlaması gerekir. İşveren tarafından bu planların uygulanması sağlanır.
  • Uygulamaların Takibi: Hazırlanan planların uygulama adımlarının düzenli olarak izlenmesi, denetlenmesi ve aksayan yönlerin tespit edilerek düzeltilmesi gerekir.
  1. Risk kontrolüne dair uygulamalarda toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma tedbirlerine kıyasla öncelik verilmesi gerekir. Ayrıca buradaki önlemlerin yeni risklere yol açmaması önemlidir.
  2. Tespit edilen risklere dair kontrol önlemlerinin hayata geçirilmesinin ardından yeniden risk düzeyinin tespitinin yapılması gerekir. Yeni belirlenen düzey, kabul edilebilir risk düzeyinin üzerindeyse buradaki adımların tekrarlanması gerekir.

4. Dokümantasyon

11.madde, dokümantasyon ile ilgilidir. Bu maddedeki detaylar şu şekildedir:

  1. Risk değerlendirmesinin aşağıda yer alan hususları kapsayacak şekilde dokümante edilmesi gerekir.
  • İşverenin adı, iş yerinin adresi ve unvanı
  • Hazırlayan kişilerin isimleri ve unvanları ile bu kişilerden işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının bakanlık tarafından verilmiş belgelerine dair bilgiler
  • Risk değerlendirmesinin yapıldığı tarih ile geçerlilik süresi
  • İş yerindeki farklı bölümler için risk değerlendirmesi yapıldıysa, bu bölümlerin her birinin ismi
  • Belirlenen tehlikeler ve tehlike kaynakları
  • Belirlenen riskler
  • Risk analiz için kullanılan yöntemler
  • Belirlenen risklerin öncelik ve önem sırasına uygun analizler
  • Önleyici ve düzeltici kontrol tedbirleri, gerçekleştirilme tarihleri ve ardından belirlenen risk düzeyi
  1. Risk değerlendirmesine dair dokümantasyonun sayfalarının numaralandırılması, yapan kişilerce her sayfanın paraflanması ve son sayfanın imzalanarak saklanması gerekmektedir.
  2. Risk değerlendirmesine ilişkin dokümanlar, elektronik ve benzeri ortamlarda hazırlanabilmekte ve bu alanlarda arşivlenebilmektedir.

5. Risk Değerlendirmesinin Yenilenmesi

Risk değerlendirmesinin yenilenmesine ilişkin hususlar, 12.madde kapsamındadır. Bu maddedeki hususlar şu şekildedir:

  • Yapılan risk değerlendirmesi; tehlike sınıfına göre az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki iş yerlerinde sırasıyla en geç altı, dört ve iki yılda yenilenmelidir.
  • Aşağıda ifade edilen durumlarda ortaya çıkacak yeni risklerin, iş yerinin tamamını ya da bir bölümünü etkilemesi dikkate alınarak risk değerlendirmesinin kısmen veya tamamen yenilenmesi gerekir. Bu durumlar şu şekildedir:
  • İş yerinin taşınması ve çalışma ortamı olan binalarda değişiklikler yapılması
  • Kullanılan ekipmanlarda, malzemelerde ve teknolojilerde değişiklikler olması
  • Üretim yöntem ve tekniklerinin değişmesi
  • Ramak kala olay, meslek hastalığı ya da iş kazası yaşanması
  • Çalışma ortamına ilişkin sınır değerlerde mevzuat değişiklikleri olması
  • Sağlık gözetim ve ortam ölçüm sonuçlarının yenilemeyi gerektirmesi
  • İş yeri dışından kaynaklı olan ve iş yerinin etkileyen yeni bir tehlikenin oluşması

Risk Değerlendirme Ekibi

Risk değerlendirmesi teknik bir işlem olmasına karşın bu sürece işyeri hekiminin de dahil olması gerekir. İşyeri hekimi, tehlikeleri belirleyerek risk analizinin, risk değerlendirmesinin yapılmasını sağlamalı ve bu kapsamdaki çalışmalara katılmalıdır. Ayrıca tehlikelerin kaynağında engellenmesine dair olan önlemlere öncelik vermesi ve risklerin kontrolü için çalışanların ya da temsilcilerinin görüşlerini de göz önünde bulundurarak çalışmaları planlaması gerekir.

Risk değerlendirmesi ekibine dair düzenlemeler, 6.madde içerisinde yapılmıştır. Bu düzenlemeler şu şekildedir:

  • Risk değerlendirmesi, işverence oluşturulan ekip tarafından yapılır. Bu ekibin üyeleri şunlardır:
    • İşveren (ya da vekili)
    • İSG hizmetlerinde görev yapan işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları
    • Çalışan temsilcileri
    • Destek elemanları
    • Tüm birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve yapılan çalışmalar, bilinen ve olası tehlike kaynakları ile riskler noktasında bilgisi bulunan çalışanlar
  • Gerekli durumlarda işveren tarafından ilgili ekibe destek için farklı kişi ve kuruluşlardan hizmet alınabilmektedir.
  • Risk değerlendirmesine dair çalışmaların koordinasyonları, işveren ya da işverenin belirlediği kişi tarafından sağlanır.
  • Risk değerlendirmesi çalışmalarında görev yapan kişilerin görevlerini yapmaları için mekan, araç, gereç, zaman ve ekipman türünden bütün ihtiyaçlar işverence karşılanır. Bu kişilerin görevlerini yapmalarından dolayı yetkileri ve hakları kısıtlanamaz.
  • Bu süreçte görev yapanlar, işveren tarafından verilen belge ve bilgileri gizli tutmakla sorumludur.

Risklerin Karşılaştırılması

Risk değerlendirilmesinin sonuçlanmasının ardından neticelerin; idarecilerle, çalışanlar, toplumla, yöneticilerle ve politikacılıkla paylaşılması gerekmektedir. Zira bu konu, başta iş yerindeki kişiler olmak üzere toplumun genelini de ilgilendirmektedir.

Risk değerlendirmesi sürecindeki bilgilerin kamu idarecileri de dahil olmak üzere farklı kişilerle paylaşılması, risk iletişimi olarak isimlendirilir. Bilgilendirmelerin, bilimsel terminolojiden uzak olması, buna karşın bilimsel verileri içermesi, toplum ve kamuoyunun beklentilerini karşılaması çok önemlidir.

Risk yönetimi, bazı durumlarda sübjektif kararlar alınmasını gerektirir. Ekonomik ve politik tercihler nedeniyle bir iş yerinde öncelik verilen bir riske, farklı bir iş yerinde öncelik verilmeyebilir. Bu durum, aynı risk için alınacak önlemlerde de benzer şekilde olabilir. Aynı risk, bir iş yerinde kaynağında kontrol edilmeye çalışılırken, farklı bir iş yerinde ortam kontrol yöntemleri ile kontrol edilmeye çalışılabilir.

Buradaki farklılıkların nedenlerinin temelinde ekonomik ve politik unsurlar vardır. Dolayısıyla böyle durumlar için risklerin karşılaştırılması konusu gündeme gelir.

Riskleri karşılaştırmak, öncelik sırasına göre sıralamak, önemli olanlara öncelik vermek ve bunlara kaynak ayırmak için büyük bir öneme sahiptir. Ek olarak riskin büyüklüğünü idarecilere, çalışanlara ve topluma anlatmak için riski sayısallaştırmak suretiyle toplumun bildiği diğer risklerle kıyaslanmasını ve riskin büyüklüğünün anlaşılmasını sağlar.

Bilinmeyen kimyasal bir maddenin veya işlemin, başta çalışanlar olmak üzere çevreye ve topluma etkilerini, risklerini çalışanlara anlatırken, çalışanların bildiği risklerle kıyaslamalar yapılarak bu sürecin kolay anlaşılması sağlanır.

Buradaki karşılaştırmaların doğru olarak yapılması ve yanlış yönlendirmeye sebebiyet vermemesi önem taşır. Yapılacak yanlış karşılaştırmalardan dolayı önemsiz risklerin toplumca önemli algılanması, gereksiz yere kaygıya neden olur. Tersi durumda ise çok ciddi riskler, önemsiz gibi görülür ve buna bağlı olarak farklı sorunlar yaşanır.

Risklerin karşılaştırılmasında bir diğer problem bilimsel verilerle belirlenen risklerin toplumun tüm kesimleri için aynı seviyede risk oluşturmamasıdır. Örneğin; işçiler açısından ciddi risk oluşturmayan bir durum, özel politika gerektiren gruplar için çok ciddi bir risk oluşturabilir.

Risklerin karşılaştırılmasında ve risk iletişiminde farklı bir sorun da kullanılan ölçüt ve ölçüm birimleridir. Örneğin; kaza riski, farklı işkolları açısından kıyaslandığında 8 saatlik süre dikkate alınırken, söz konusu işkolları için verilerde, aynı seviyede yaralanma ve kaza riski görülebilir. Fakat bu işkollarından birinde kaza riski sabahın ilk saatlerinde daha yüksek, diğerinde ise risk bütün gün eşit olabilir. Dolayısıyla bu işkollarındaki riskin aynı olduğunu ifade etmek doğru olmayacaktır. Eğer böyle varsayılırsa, sabah saatlerindeki yüksek risk için ek önlemlerin alınmasının gerektiği fark edilmeyebilir.

Risk karşılaştırılmasına dair ifade edilen söz konusu problemler, risk iletişimi problemlerinin küçük bir kısmıdır. Doğru ve etkili bir risk iletişimi; doğru bir karşılaştırma bilgisine ek olarak iletişim becerileri gerektiren, toplumun genelinin anlayacağı dilin kullanıldığı, politikacıların ve kamuoyunun beklentilerini karşılayan bir iletişimdir.

Risk algılaması ve iletişimi sübjektif olmasına karşın, doğru yöntem ve bilimsel teknikle bu alanda başarı elde edilebilir. Risk değerlendirmesi ve analizi matematiksel hesaplama ve derecelendirmeler sayesinde bilimsel ve objektif doğruları kullanır Ancak politik tercihlerden ve sübjektif ekonomik unsurlardan kaynaklı hata paylarının istisna tutulması gerekir.

Risk karar süreci; bilimsel doğrular ile yapılan risk analizi ve risk değerlendirmesi ile doğru bilimle yapılan risk kıyaslaması ve risk iletişiminin bileşiminde oluşur.

Hemen
kayıt ol
%25
indirimi kap!

Sunduğumuz Olanaklar

  • Konu Anlatımlı Ders Kitabı
  • İşyeri Hekimliği Özel Ders Çalışma Grubu

  • Ücretsiz Hap Notlar
  • Ücretsiz Sınava Hazırlık Kampı
  • Ücretsiz Online Denemeler

  • Dersleri Tekrar İzleme İmkanı

  • 10 Yıllık Tecrübe

Bize Yazın

Hemen şimdi iletişime geçin, avantaj ve kampanyalardan yararlanma fırsatını kaçırmayın!

Öne Çıkan Blog Yazılarımız

Son dönemde öne çıkan blog yazılarımıza göz attınız mı?

Araştırmayı bırakın, bizi arayın!

Bütçe dostu işyeri hekimliği eğitimi