İş sağlığı ve güvenliği ya da farklı bir alanda farkındalık oluşturmak ve bilinç kazandırmak istenildiğinde en etkili yolun eğitim olduğu herkes tarafından kabul edilir. Bu noktada eğitimler işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı gibi profesyoneller tarafından verilir.

Eğitim Nedir?

Toplumların sağlık seviyelerinin geliştirilmesi ve yükseltilmesi ile üretim güçlerinin artacağı bir gerçektir. Üretimin güçlenmesi için gerçekleştirilen teknik yatırımlar ile insan gücü niceliği ve niteliğine yönelik olarak yapılan eğitim yatırımının, eşdeğer olduğu kabul edilir.

Eğitim, bireylerin bilgi seviyelerinin yükseltilmesini, deneyimlerin zenginleştirilmesini sağlar. İnsan gücü ile eğitim seviyesi arasında bir paralellik vardır. Dolayısıyla eğitime ayrılacak kaynaklar, yüksek geri dönüş sağlar. Bütün bunlara karşın eğitim pahalı bir yatırım olarak dikkat çeker. Bütün toplumsal yatırımları direkt olarak etkileme gücü vardır.

Eğitim ile insanlara pozitif davranışlar kazandırılmasına ek olarak istenmedik davranışların terk edilmesiyle uyum ve sağlık içerisinde insanların yaşamlarını devam ettirmesi hedeflenir.

Kişilere istendik davranışlar kazandırmak ve istenmeyen davranışlarda ise olumlu değişiklikler meydana getirmek olarak ifade edilen eğitimin temel hedefi; öğretilen fikrin benimsetilmesi, bilginin uygulanmasının sağlanmasıdır. Temel olarak ise davranış değişikliği oluşturulmak istenir.

Öğretim ile eğitim tamamen farklı kavramlardır. Buna karşın aralarında güçlü ilişki vardır. Öğretim; bir konuyu bilen bir kişinin, konuyu bilmeyen kişiye anlatması, aktarması ve o kişinin de bunları öğrenmesidir. Öğretimde, öğrenenin kendisine aktarılan bilginin doğruluğuna inanmaması veya inanması, öğrendiği bilgiyi uygulaması ya da uygulamaması, o bilgiye gerek duyması ya da duymaması önemsizdir.

Eğitim ve öğretim nihai amaç olarak kabul edilmez. Sadece kişileri ve toplumları geliştirmek için kullanılan bir yöntem veya araçtır. Eğitim ve öğretim süreçleri, planlı ve amaçlı süreçlerdir.

Eğitimin Temel İlkeleri

Eğitime dair farklı tanımlamalar yapıldığı bilinmektedir. Her ne kadar bu tanımlamalarda farklılıklar olsa da tanımlamalarda ortak olarak kabul edilen ilkeler de vardır. Bunlar şu şekildedir:

  • Amacın açık olması
  • Bireysel farklılıkların dikkate alınması
  • Konuların bilinenden bilinmeyene doğru sıralanması
  • Gerçek yaşamdaki durumlara benzer olması
  • Sonuçların doğruluğunun gözlenebilir ve ölçülebilir olması

Sağlık Eğitimi

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan tanıma göre sağlık eğitimi; bireylere sağlıklı yaşam için gerekli olan önlemleri öğretmeye ve uygulamaya inandırmak, kendilerine verilen sağlık hizmetlerini doğru kullanmaya alıştırmak, çevrelerinin ve sağlık durumlarını iyileştirmek için toplumca veya bireyce karar aldırtmak şeklindedir.

Topluma ve bireye yönelik koruyucu hekimlik uygulamaları içerisinde yer alan sağlık eğitiminin Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bu tanımına göre sağlık bilgi seviyesini artırıcı herhangi türden bir uygulama davranış değişikliğini hedefliyorsa sağlık eğitimi olarak kabul edilebilir.

Sağlık eğitimine dair süreçlerde temel hedef yetişkinlerdir. Zira değer yargıları, alışkanlıkları ve davranışları değiştirilmesi gerekli olan kitle, bu kişilerdir. Verilecek sağlık eğitimine dair bazı temel ilkeler vardır. Sağlık eğitiminin ilkeleri şu şekildedir:

  • Eğitimin verileceği kitlenin sağlık durumunun belirlenmesi
  • Kitlenin ihtiyaçlarının ve problemlerinin tespit edilmesi
  • Eğitime dair güdüleme
  • Eğitimin hizmet ve diğer imkanlarla desteklenmesi
  • Süreklilik
  • Herkesi kapsaması
  • Eğitici niteliğinin yeterli olması
  • Bir bütün olarak değerlendirilmesi
  • Bütün sağlık personellerinin süreçte rol alması
  • Cezalandırma ve ödüllendirme yöntemlerinin kullanılması
  • Planların esnek olması
  • Uzun vadeli planlamalarda ara amaçların belirlenmesi
  • Farklı sektörlerle işbirliği yapılması

Yetişkin Eğitimi

Yetişkin eğitimi; okullarda formal ve çalışma ortamlarındaki hizmet içi eğitimler haricinde, gerekli olan bilgileri örgün eğitimde alamayan kişilere yönelik olarak verilen eğitimlerdir. Bunların amaçların şu şekilde olabilir:

  • Okuma ve yazma öğretmek
  • Çağın gerektirdiği bilgi ve becerileri kazandırarak uyum problemlerini gidermek
  • Ulusal değerleri tanıtmak
  • Toplu şekilde anlayış ve alışkanlık kazandırmak
  • Sağlıklı yaşama dair bilgiler vermek ve meslek kazandırmak
  • Yeteneklerini, becerilerini, davranışlarını ve yaşamlarını geliştirmek ve iyileştirmek

Bütün bu hedeflere yönelik olarak verilecek eğitimler, yetişkin eğitimi kapsamında kabul edilir.

Yetişkin Eğitiminin Özellikleri

Yetişkin eğitimi ile sağlık eğitiminin ilkeleri arasında paralellik olmalıdır. Fakat kişilere verilerek eğitimlerin bazı özel detayları da bulunur. Yetişkinler, ihtiyaçları olması durumunda öğrenir. Buradaki öğrenme sürecini tetikleyen, ihtiyaçlardır. Söz konusu ihtiyaçlara bağlı olarak ilgi ve güdülenme oluşur. İlgi ile birlikte öğrenme kaynağına ihtiyaç duyulur.

Buradaki sürece ilişkin aşamalar; ihtiyaç duyma, güdülenme, öğrenme ve davranış değişikliği şeklindedir.

Öğrenme kaynağının olması durumunda öğrenmenin tamamlanması için herhangi bir engel kalmayacaktır. Bu sürecin ardından yapılacaklar ile sadece öğrenme süreci kolaylaşacaktır. Bundan dolayı yetiş eğitiminde görev yapan eğiticiler için yapılan tanımdaki en önemli husus, süreci kolaylaştırıcı olmalarıdır.

Eğitim ortamında pozitif bir hava oluşturmak, doğru öğretim yöntem ve tekniklerini kullanmak, eğitim materyallerinin daha kolay anlaşılmasını sağlamak için açıklamalar yapmak türünden farklı faaliyetlerin tamamı öğrenmenin kolaylaştırılması içindedir. Yetişkinlerin eğitim konusunda hazır olmaları bir fırsat olarak kabul edilmeli ve bu fırsat değerlendirilmelidir.

Eğitim süreçlerinde ihtiyaç duyma, ilgi ve gücü temel şartlardandır. Yetişkinler, ihtiyaç duyduklarında öğrenirler. Bu noktada önemli olan yönetmelikteki ilgili konunun anlatılması değil, çalışanların ihtiyaç duydukları konunun yönetmelikte yer alan hangi ana başlıkta olduğunun belirlenmesidir. Böylece çalışanların eğitimleri noktasında mevzuat engel teşkil etmeyecektir. Zira yetişkin eğitiminin bir diğer önemli özelliği de yetişkinlerin eğitim içeriklerinin belirlenmesi sürecinde rol almasıdır.

Yetişkin eğitimine ilişkin bazı temel ilkeler ve prensipler vardır. Bunlara ilişkin detaylar şu şekildedir:

  • Yetişkinler ihtiyaç duyduklarında öğrenir.
  • Eğitim ile kendi ihtiyaç duyduğu konu arasında ilişki olmalıdır.
  • Eğitim içeriğinin belirlenmesi sürecinde bulunmak ister.
  • Öğrenmeye hazır olduğunda öğrenme sürecine dahil olur.
  • Kısa sürede veya hemen uygulayabileceği veya kullanabileceği bilgi ve becerileri öğrenmeye isteklidir.
  • Öğrenme sürecinde aktif olmayı ister.
  • Eğitim sürecinde deneyimi ve bilgilerine dayalı olarak fikirlerini belirtir.
  • Yetişkinlerin dikkat sürelerinin kısa ve zamanlarının değerli olmasından dolayı eğitimlerin kısa sürmesi ve süreçte çeşitlilik sağlanarak dikkatin devamlılığı hedeflenir.
  • Eğitim sürecinde ödül, plaket ve sertifika türünden uygulamalar ile öğrenme teşvik edilir. Zira yetişkinler sık sık olumlu geri bildirim almak ister.
  • Yetişkinlerin kendilerini rahat bir şekilde ifade edebildikleri ortamlarda öğrenme daha kolay gerçekleşir.
  • Bilgi, beceri ve davranışları geliştirecek, problemlere karşı çözümler üretecek yöntemleri öğrenmek ve böylece özgüvenlerini olumlu etkilemek isterler.
  • Yetişkinler, grup etkileşiminden hoşlanırlar. Bundan dolayı eğitim ortamının C veya O düzeni şeklinde düzenlenmesi olumlu etki yapar.

Eğiticilerin Özellikleri

Yetişkin eğitimindeki eğiticilerin temel özelliklerinin hedefi, sürecin kolaylaştırılmasıdır. Fakat eğiticilerin bunu sağlamak için bazı özelliklere sahip olması gerekir. Eğitimin etkinliğinin ve kalitesinin artması için eğiticilerin sahip olması gereken özellikler şu şekildedir:

  • Dengeli bir kişiliğe sahip olmak
  • Yüksek genel kültür
  • Öğrenmeyi sevme
  • Açık fikirli
  • Özgüvenli olma
  • Toplumsal ve mesleki idealler
  • Liderlik
  • Kendi alanında bilgi ve becerisi sahibi olma
  • Yetişkin psikolojisini bilme ve yönetme

Bu özellikler, eğiticilerde olması gereken temel özellikler olarak kabul edilir. Bunlara ek olarak eğiticilerin yüksek performanslı olması için de sahip olması gereken önemli nitelikler vardır. Eğitici; psikolog, konunun uzmanı, danışman, öğrenmeyi seven, planlayıcı, değerlendirici, dinleyici, yönetici, motive edici, kolaylaştırıcı, organizatör, arabulucu, ikna edici, yaratıcı, yenilikçi ve rehber olmalıdır.

Yetişkin Eğitimi Teknikleri

Yapılan araştırmalar, en başarılı öğretim yönteminin yaparak gerçekleştirilen eğitimler olduğunu göstermiştir. Eğitim şekline göre öğrenme oranları yaklaşık olarak şu şekildedir:

  • İşiterek öğrenme: %20
  • Görerek öğrenme: %30
  • İşiterek ve görerek öğrenme: %50
  • İşiterek, görerek ve ifade ederek öğrenme: %70
  • İşiterek, görerek, ifade ederek ve yaparak öğrenme: %90

Bu kapsamda yetişkin eğitimlerine ilişkin süreçlerin göze ve kulağa yönelik olması gerektiği gibi uygulama yapmaya da uygun şekilde olması gerekir. Bu kapsamda yetişkinlerde kullanılacak başlıca eğitim yöntem ve teknikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Sunum (Demonstration)
  • Vaka çalışması
  • Drama
  • Rol yapma
  • Saha gezisi
  • Beyin fırtınası
  • Ev ödevi
  • Bilgisayar destekli öğretim
  • Taklit öyküleme
  • Benzetim (simulasyon)
  • Küçük grup tartışması
  • Soru-cevap
  • Pratik yapma

Yöntemlerin Karşılaştırılması

Yetişkin eğitiminde grupların olabildiğince küçük olması ve etkileşimin maksimum seviyeye çıkarılması gerekir. Ayrıca eğitim yöntemi uygulama yapmaya ve katılımcıların soru sormasına imkan vermelidir. Bütün bunların sağlanması durumunda eğitimin etkinliği artar.

Eğitim yönteminin seçiminde, eğiticinin ilgili konuyu en iyi şekilde öğreteceği zenginliğe ulaşması hedeflenmelidir. Yöntem seçilirken, eğitici yatkın olduğu yöntemi tercih etmeli, zaman, maliyet ve grubun beklentileri dikkate alınmalıdır.

Eğiticilerin ve Eğitim Kurumlarının Nitelikleri

İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik kapsamında iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve işyeri hemşiresi (diğer sağlık personeli) eğitimlerini vermeleri konusunda bakanlık tarafından yetkilendirilen kurumlar, eğitim kurum olarak ifade edilir.

Eğitim kurumlarının nasıl açılacağı, aranacak şartlar, kurumda bulunması gereken termal konfor, gürültü ve aydınlatma koşulları, yine bu yönetmeliğinde 23. ve 24.maddelerinde detaylı olarak ifade edilmiştir.

Söz konusu eğitim kurumlarında görev yapacak olan eğiticilerin nitelikleri de 25.madde içerisinde belirtilmiştir. Buradaki detaylar şu şekildedir:

  • İşyeri hekimliği ve işyeri hemşireliği (diğer sağlık personeli) eğitimi için bu yönetmelikte ifade edilen eğitici belgesine sahip biri işyeri hekimi olmak üzere iki eğitici 60 günden az olmamak şartı ile tam süreli iş sözleşmesi yapmalıdır. Bütün eğitim programlarında tam süreli eğiticilerin yer alması gerekir.
  • İşyeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hemşireliği için bu yönetmelikte ifade edilen eğitici belgesine olan biri işyeri hekimi olması gereken iki hekim, biri mühendis olmak üzere diğeri ise farklı mesleklerden olan toplam dört eğitici, 60 günden az olmamak şartı ile tam süreli iş sözleşmesi yapılır. Tam süreli olan eğiticilerin eğitim süreçlerinde yer alması gerekmektedir.

Yönetmeliğin 26, 27 ve 28 numaralı maddelerinde ise eğitim kurumlarının yetkilendirilmesi, belgelendirme, vize işlemleri, eğitim kurumlarının görev ve sorumlulukları türünden hususlar yer almaktadır.

Eğitim yönteminin seçiminde, eğiticinin ilgili konuyu en iyi şekilde öğreteceği zenginliğe ulaşması hedeflenmelidir. Yöntem seçilirken, eğitici yatkın olduğu yöntemi tercih etmeli, zaman, maliyet ve grubun beklentileri dikkate alınmalıdır.

Eğitim Süresi ve Niteliği

Asıl işveren ile alt işveren ilişkisi olan çalışma ortamlarında, alt işverenlerin çalışanların eğitimlerinden asıl işveren ile birlikte sorumlu olduğu kabul edilir.

İşverenler; tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki çalışma ortamlarında, yapılacak olan işlerde yaşanması olası sağlık ve güvenlik riskleriyle alakalı olarak yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığını gösteren belge olmadan, farklı işyerlerinden gelenleri işe başlatamamaktadır. Alınacağın eğitimin süresine dair detaylar şu şekildedir:

  • Az tehlikeli iş yerlerinde en geç 3 yılda bir defa eğitim verilir.
  • Tehlikeli iş yerlerinde en geç 2 yılda bir defa eğitim verilir.
  • Çok tehlikeli iş yerlerinde en geç 1 yılda bir defa eğitim verilir.
  • Az tehlikeli çalışma ortamları için en az 8 saat eğitim verilir.
  • Tehlikeli çalışma ortamları için en az 12 saat eğitim verilir.
  • Çok tehlikeli çalışma ortamları için en az 16 saat eğitim verilir.

Eğitim sürelerinin 4 saat ve bunun katları şeklinde, vardiya ve benzeri türden iş programlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir. Eğitim sürelerinde, çalışanlar çalışmış kabul edilir. Ayrıca özel önlem alınması gerekli olan alanlarda çalışanlara özel eğitimler verilmelidir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi

Çalışanlara verilecek olan mesleki eğitim ile iş sağlığı ve güvenliği eğitimi ile ilgili detaylar şu şekildedir:

  • Çalışanların fiilen çalışmaya başlamadan yapacakları iş ve buna dair riskler ile korunma önlemlerini içeren konularda eğitim alması sağlanır.
  • İş değişikliği ya da çalışma ortamı değişikliği, yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması ve benzeri durumlardan kaynaklı yeni risklerle ile ilgili eğitimler verilmelidir.
  • Meslek hastalığına yakalanan ya da iş kazası geçirenlere, işe döndüklerinde çalışmaya başlamadan önce meslek hastalıklarının veya iş kazasının nedenleri, korunma yollar ve güvenli çalışma yöntemleri ile alakalı ek eğitimlerin verilmesi gerekir.
  • Farklı nedenlerden dolayı 6 aydan daha fazla işten uzak kalanlar işe döndüklerinde, bilgi yenileme eğitimi alır.
  • İlgili mevzuatta yapılacak değişimlerden kaynaklı olarak eğitim programından bağımsız uygun eğitimlerin alınması sağlanır.
  • Yıllık eğitim programında olan eğitimlerin tarihi, konusu, süresi, amacı ve kimlerin katılacağı bilgisinin bulunması gerekir.
  • Çalışma koşullarına bağlı olarak yeni risklerin oluşması durumunda yıllık eğitim programından bağımsız olarak uygun eğitimlerin alınması gerekir.
  • Bu eğitimler, görevli olan iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi tarafından verilebileceği gibi farklı yerlerde ve farklı uzmanlarca da verilebilir. Eğitim merkezleri, kamu kurumlarının eğitim birimleri, üniversiteler ve kamu kurumu olan meslek kuruluşları, bu eğitimlerin verildiği yerler olarak dikkat çeker.
  • Bakanlık tarafından yetkilendirilen eğitim kurumları ise OSGB’ler de ilgili eğitimleri verebilir. Buna karşın İSG Danışmanlık Firmalarının ilgili eğitimleri verme yetkisi yoktur.

Meslek Eğitimleri

İSG eğitimi açısından meslek eğitimlerinin de büyük bir önemi vardır. Meslek eğitimleri ile ilgili genel detaylar şu şekildedir:

  • Mesleki Eğitimler Yönetmeliği kapsamında çok tehlikeli ve tehlikeli işler de vardır.
  • Mesleki eğitimlerin uygulanması konusundan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı da sorumludur.
  • Mesleki eğitim zorunluluğu bulunan işlerde çalışacak olanların işe alınmadan önce mesleki eğitim almaları gerekir.
  • Asıl iş bakımından çalışma ortamı çok tehlikeli veya tehlikeli işler sınıfında, ancak çalışanın yaptığı iş zorunluluk kapsamında değilse söz konusu eğitimler zorunlu olmaz.
  • 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında verilen; diploma, yetki belgesi, bitirme belgesi, sertifika, kalfalık, ustalık, usta öğreticilik belgelerinden biri geçerli sayılmaktadır.
  • Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği, mesleki eğitim kurslarının ya da mesleki eğitim modüllerinin eşit süreli olması şartı ile işbaşı eğitim programlarında alınan belgelerin geçerli olduğunu ifade eder.
  • Milli Eğitim Bakanlığı ya da bakanlığın yetkilendirdiği kurumlar tarafından verilen operatör belgesi ve sürücü belgesi geçerli sayılır.
  • Patlayıcı Madde Ateşleyici Yeterlilik Belgesinin Verilmesi Esas ve Usullerinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik içerisindeki hükümlere uygun şekilde alınan ateşleyici yeterlilik belgesi geçerli sayılır.
  • Kuruluş kanunlarında ya da ilgili kanunlar tarafından yetkilendirilen kuruluşlarca düzenlenen eğitim faaliyetleri neticesinde alınan belgeler geçerli sayılır.
  • MEB tarafından denkliği kabul edilen uluslararası kuruluşlardan alınan belgeleri geçerli kabul edilmektedir.
  • MEB birimlerinin onayının alınması koşulu ile kamu kurumu niteliği taşıyan meslek kuruluşlarının verdiği eğitimler geçerli sayılır.
  • İlgili MEB birimlerinin onayının alınması şartı ile eğitim amaçlı olarak faaliyet gösteren dernek ve vakıfların verdikleri eğitimler geçerli kabul edilir.
  • Özel önlem gerektiren alanlarda görev yapanlara özel eğitimler verilmelidir.

Çalışma Ortamında Etkili İletişim ile İlgili Bilinmesi Gerekenler

Sağlık eğitimi ile ilgili çalışmalarda, eğitimi planlayanların, eğitimde kullanılacak olan mesajı, bu mesajın aktarılması için gerekli olan materyali geliştirmek zorundadır. Hedef kitle ile eğitici kaynak arasındaki mesaj alışverişinin sağlanmasında eğitim materyalleri rol almaktadır. Söz konusu materyaller, iletişim kanalını oluşturmaktadır.

Eğiticiler ile hedef kitle arasındaki iletişimin kaliteli olması, eğitimlerin başarısını direkt olarak etkiler. Bundan dolayı iletişim türlerinin ve unsurlarının bilinmesi gerekir.

İletişim ile bilgi, düşünce ve görüşlerin görsel ve sözel araçlarla aktarılması durumu vardır. İletişimin toplamda dört öğesi bulunur. Bunlar; kaynak, mesaj, alıcı ve iletişim kanalı şeklindedir.

Genel kabul gören iletişim modelinde, kaynağın ve alıcının tutum, duygu ve iletişim bilgisi etkileşim açısından önem taşır. Fakat model yalnızca dört öğeden ibaret görülürse iletişimin tek taraflı olma durumu ortaya çıkar. Söz konusu durum ise mesajların alıcıya gidip gitmediğinin veya anlaşılıp anlaşılmadığının belirsiz kalmasına neden olur. Bu yüzden geri bildirim de bu süreçte çok önemlidir.

Mesajın iletiminde kullanılan kanallar ve bunların etkili şekilde kullanılması ve mesajın doğru olarak alınması ve yorumlanması da son derece önemlidir İletişim esnasında geri bildirimlerden yararlanmak, iletişimin daha kaliteli ve anlamlı olmasını sağlar.

İletişim, iki veya daha fazla kişiden oluşan grup içinde gerçekleşen mesaj alışverişi olarak ifade edilir. İki kişinin arasında meydana gelen iletişim, yüz yüze iletişim olarak kabul edilmektedir. Radyo, gazete, televizyon gibi araçlarla mesaj alışverişi söz konusu olduğunda ise bu durum kitle iletişimi olarak isimlendirilir.

Buradaki eğitimler, gruplar halinde ya da birebir olarak gerçekleştirilebileceği gibi nu süreçte broşür ve benzeri türden kitle iletişim araçlarından da yardım alınabilir.

Etkili iletişim için istenen zamanın ayırılamadığı hallerde, karşıdakini cesaretlendirmek, kısa sürede karşılıklı güven oluşturmak çok önemlidir. Zira hasta ile doktor arasındaki ilişkilerde, hizmet alanın bu yönde beklentileri vardır. Önemli olan sağlık personellerinin bu güvenirliği etkili olarak kullanılması, hasta ile doktor ilişkilerine önem verildiğini gösterir.

Yüz yüze iletişim genel olarak sağlık hizmeti talep edenlere verilir. Bundan dolayı ulaşılan kişilerin sayısı sınırlı olur. Toplum eğitiminde kısa zamanda çok fazla kişiye mesajın iletilebilmesi için kitle iletişim araçları daha etkili sonuçlar verir.

Eğitim seviyesi yüksek olan ülkelerde, eğitim süreçlerinde kitle iletişim araçları etkili olarak kullanılır. İlgili ülkelerde, yüz yüze eğitimin sadece bazı konularda uygulanması yolu benimsenir.

Az gelişmiş ülkeler yakından incelendiğinde, sağlık teknolojisine dair temel kaynaklarının gelişmiş ülkeler olduğu görülür. Az gelişmiş ülkelerde yer alan ilgili idareciler, bu kaynaktan aldıklarını kendi ülkelerinde direkt olarak uygulamaktadır. Ancak burada kazandırılmak istenen davranışın, az gelişmiş ülkelerin kendi kültürlerine, halkın genel bilgi seviyesine uyup uymadığı genellikle gözden kaçırılır. Dolayısıyla az gelişmiş durumda olan yerlerdeki sağlık eğitimleri, tıpkı kaynakları olan ülkelerdeki gibi bireye bilgi verme ve davranışı değiştirme şeklinde olmamalı, toplum kültürünü değiştirmeye yönelik olmalıdır. İlgili ülkelerde ağırlıklı olarak eğitim süreçlerinin yüz yüze yapılması ve eğitimin uygulamalı olması çok önemlidir.

Kitle iletişim ile eğitimde kullanılacak materyaller daha çok bilgi verme ve güdülemeyi hedefler. Buna karşın grup ve kişi eğitimine yönelik olanlar ise tutum ve davranış değişikliğine yönelik olmalıdır. Kişi ve kitle iletişiminde hedef daha fazla davranış ve tutum değişikliğidir. Kitle iletişim araçlarında ise temel hedef, daha fazla bilgi verilmesidir.

İnsanlar, duyduklarını kolay bir şekilde unutur. Hâlbuki bizzat katıldıkları eğitim etkinlikleri, anımsamanın kolay olmasını ve unutulmamasını sağlar. Bundan dolayı sağlık eğitimlerinde kitle iletişim araçlarından yüz yüze eğitimin tamamlanması ve desteklenmesi için yararlanılması gerekir.

Etkili İletişim

Etkili iletişimin temel unsurlarının yanında iletişim ortamının özelliklerine de dikkat etmek gerekir. İletişim ortamındaki fiziksel şartlar, iletişimi olumlu ya da olumsuz yönlü olarak etkiler. Dolayısıyla mutlak surette ilgili şartların dikkate alınması gerekir. Sıcaklık, ışık, temizlik, masaların dizilişi ve ortamın donanımı, başlıca fiziksel özellikler olarak sıralanabilir.

Dinlemek, etkili iletişimin temel kuralıdır. Konuşulanların yarıda kesilmesi, dinleme sırasında farklı şeylerin yapılmaması, eleştirmeme, yargılamama, çok fazla konuşmama, kişileri yoruma veya karar vermeye zorlamama, savunmaya geçmemek, insanları utandırmama, zıtlaşmama, tartışmama ve saldırgan tavır takınmama temel kurallar arasında yer alır.

Etkili iletişim için gerçekçi ve somut tavsiyelerde bulunmak gerekir. Aksi durumda ayakları yere basmayan, yaşamdan uzak biri şeklinde bir görüntü oluşur. Yumuşak dil kullanılarak, basit ve anlaşılır şekilde konuşmak gerekir.

İletişimin her aşamasında önemli olan kurallardan biri, dikkatli şekilde dinlemektir. Geri bildirimde bulunarak, anladığını ifade eden mimikler kullanarak, daha iyi anlamak için sorular sorarak dinleme yapmak gerekir. Sorulan soruların açık uçlu olması, zamanında ve yerinde şakalar yapılması iletişimin güçlenmesini sağlar.

İşyeri Hekimi, İşveren ve Çalışan İlişkilerinde İletişim

İletişim sürecinin sadece kaynaktan çıkan bir mesajın doğru kanal ile alıcıya iletilmesi ve sonrasında bu sürece ilişkin geri bildirim alınması şeklinde tanımlamak, eksik bir tanımlama olacaktır. İletişimin yaygın olarak bilinen kuralı, iletişimin kişiye göre değil, kişi ile yapıldığı şeklindedir. Buradaki prensipten hareketle iletişimin yalnızca konuşan ve dinleyenden oluşan iki unsuru olduğu düşünülmemelidir. Etkili iletişim için ortamın ve iletişime engel olan unsurların da dikkate alınması çok önemlidir.

Etkili iletişim ve öğrenme, alıcı ve kaynağın ortak yaşantı alanının genişliği ile mümkündür. Buradaki ortak alan ne kadar geniş olursa öğrenme o kadar etkili olur. Benzer şekilde empati yapan, birbirini tanıyan, karşıdakinin sosyal ve psikolojik özelliklerini bilenler arasındaki iletişim daha kalitelidir. Dolayısıyla işverenler, çalışanların yaşam alanlarını, sosyal ihtiyaçlarını takip ederek daha etkili iletişim kurabilir. Etkin dinleme, öğrenmek için sorma ve empati bu süreçteki ilk adımlardandır.

Paylaşılan alanının artırılması için sorma, dinleme, ortak zaman geçirme ve empati yapma türünden iletişim becerilerinden faydalanılmalıdır. Çalışma ortamındaki iletişimin etkinliği ve kalitesi ile ilgili hususlar şu şekildedir:

  • Simgeler benzer olarak tanımlanmalıdır. İşverenin tarafından kullanılan mutluluk kelimesinin aklında yer alan karşılığının kar ve kazanç olarak yer alması ve çalışanlar akıldaki mutluluk kelimesinin karşılığının ise daha fazla ücret olması, buradaki iletişimde sorun var demektir. Bundan dolayı duygu kelimeleri yerine somut ifadeler tercih edilebilir veya iletişimin genel kuralı olarak taraflar birbirlerine anlayıp anlamadıklarını teyit edecek cümle yapıları kullanabilir.
  • Dilin, anlaşılır olması çok önemlidir. Kısaltmalar ve jargonun karşıdaki kişide aynı çağrışımı yapmayabileceği dikkate alınmalıdır.
  • Bilhassa birden fazla kişiyle aynı anda iletişime geçen bir işveren veya birden fazla çalışanla aynı anda iletişim kuran işyeri hekimi, çoklu kanal kullanmak zorundadır. Zira bazı kişilerin zeka yapısı görsel öğrenmeye daha uygun iken, bazıları ise sözel öğrenmede iyidir. Buradaki farklılıklardan dolayı çoklu iletişim kanalının kullanılması, süreçte video, slayt ve broşür gibi araçlardan yardım alınması gerekir.
  • Süreçte geri bildirimin bulunmaması, iletişimin tamamlanmaması ve yarım kalması olarak kabul edilir. Bu yüzden ikili iletişimlerde geri bildirimin alınması için gerekli özenin gösterilmesi ve teyit mekanizmasının çalıştırılması gerekir.

Sözlü iletişim kurarken yargılayıcı olmamalı, tanımlayıcı olmalı, yönlendiricilik yerine problem odaklı olunmalıdır. Esnek fikirlilik, iletişimi olumlu etkiler. Alçak gönüllü olmak, karşıdakinin duygularını anlamaya çalışmak, karşıdaki kişi için süreci kolaylaştırıcı tavır almak önemli diğer detaylardır.

Etkili dinleme, iletişime ilişkin güvenin meydana gelmesi için yapılması gereken hususların başında gelmektedir. Sessiz ve tepkisi şekilde dinlemek, kaliteli iletişim anlamına gelmez. Bu süreçte geri bildirimlerin verilmesi önemlidir. Ayrıca kişiler, fikirlerini ve anlatmak istediklerini direkt olarak ifade etmelidir. Böylece iletişim çok daha sağlıklı olur.

İletişimde güvenin zedelenmesi ve yok edilmesi, güvenin inşa edilmesinden çok daha kolaydır. Uzun sürelerde ve büyük emeklerle kazanılan güven, birkaç yanlış hareketle tamamen yıkılabilir. Dolayısıyla konuyu açıklama yapmadan değiştirmek, değiştirilemeyecek konulara yoğunlaşmak, yıkıcı ve gereksiz eleştiriler yapmak, ikna çalışmaları, öğüt verilmesi gibi davranışlar ve durumlar, güvenin sarsılmasına ve yıkılmasına yol açacak davranış biçimlerinden bazılarıdır.

İşyeri Hekimi ile Çalışan Arasındaki İletişim

İşyeri hekimi ile çalışan (hasta) arasında gerçekleşen iletişimin büyük bir bölümü sözlüdür. Bundan dolayı süreçte sözlü iletişim kurallarına dikkat etmek, iletişimin kalitesini artıracaktır.

İşyeri hekimi ile çalışan ilişkilerinde sık görülen hatalardan biri, doktorun hastayı eğitilmesi gereken ve cahil biri olarak kabul etmesi ve bunun sonucunda öğüt veren ve eğiten bir konumda yer almasıdır. Oysaki işyeri hekimi tarafından bu noktada dinleyici rolünün benimsenmesi gerekmektedir.

İşyeri hekimi ile çalışan iletişimindeki gibi buradaki ilişkide de etkin bir dinleme gerekmektedir. iyi bir dinleyici olabilmek için dikkate alınması gereken hususlar şu şekildedir:

  • Konuşanı rahat hissettirme
  • Karşıdakinin sözünü kesmeme
  • Dinleme konusunda istekli olduğunu gösterme
  • Karşıdakini önemseme
  • Söylenenlere yoğunlaşma
  • Dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak durma
  • Empati yapma
  • Öfke kontrolü
  • Zaman tanıma
  • Anlamak istediğini gösterme
  • Anlamak için sorular sorma
  • Yargılayıcı olmama
  • Gözleri kaçırmama ve göz teması kurma
  • Son sözü söyleme yarışına girmeme

Buradaki kuralların tamamı dikkate alınmalıdır. Buna karşın temel noktanın işyeri hekiminin çalışana değer vermesi ve bunu hissettirmesi olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Bunu sağlamak için direkt iletişimin kurulması, bu sırada masa veya bilgisayarın arkasından konuşulmaması önemlidir.

Etkili ve kaliteli iletişim için tüm küçük detayların dikkate alınması çok önemlidir. Dil sürçmeleri ve dolaylı ifadelerin dikkate alınması önemlidir ve bundan dolayı hastaların ifadelerine yoğunlaşmak gerekir.

İşyeri hekimi ile hasta iletişimindeki bir diğer sık hata ise hastanın anlamasının mümkün olmadığı tıbbi terminolojinin kullanılmasıdır. Bu süreçte kurulan cümleler ve kullanılan kelimelerin, hastanın sosyokültürel seviyesine uygun olması, yapmacık hareket edilmemesi ve doğru kelimelerin kullanılması gerekmektedir.

Bu süreçte hastanın anlatmak istediklerinin doğru anlaşıldığının teyit edilmesi gerekir. Benzer durum, hastaya yapması gerekenlerin anlaşılma durumu için de geçerlidir.

Hasta, yani çalışan ile işyeri hekimi arasındaki ilişkilerde, iletişim kuralları göz önünde bulundurulurken, doktorluk etiğinin de dikkate alınması gerekir. Bu kapsamda dikkate alınması gerekenler:

  • Hasta sağlığı ile ilgili kararları alınırken; aydınlatılmış onam hakkı, bilgilenme hakkı, tedaviyi kabul ve ret hakkı gibi hasta hakları dikkate alınmalıdır.
  • Mevzuatta yer alan kurallar kapsamında hastalar, tıbbi uygulamanın niteliklerine ve kurumun şartlarına bağlı olarak hekim seçimi yapabilir.
  • Acil vakalar ve zorunlu durumlar istisna olmak harici ile işyeri hekimi, hastasını kendisi muayene etmeden tedavi uygulayamaz.
  • Hasta üzerindeki etkiyi, tıbbi amaçlar haricinde kullanmaması gerekir.
  • İkinci doktor olmadan, işyeri hekimi hastayı bırakamaz.
  • İşyeri hekimin görev ve sorumlulukları arasında bilgilendirme de vardır. Hastanın durumundan tedavinin süresine, iyileşme sürecinden tanıya kadar her detay hakkında çalışan bilgilendirilir.
  • Acil durumlar, hastanın konuşamadığı haller ve hastanın reşit olmaması gibi durumlarda, tedavi için yasal temsilcisinden onay alınması gerekmektedir.
  • Hasta, hastalığına ilişkin bilgi almak istemediğini ifade ettiğinde, işyeri hekiminin bilgilendirme yapması gerekmemektedir. Aileye bilgi verilmesi hususu ise yine hastanın onayı ile yapılabilir.
  • Doktor, hastanın maddi durumunu dikkate almaksızın, zorunlu olmayan hallerde pahalı tedaviler ve ilaçlar kullanmamalı, tavsiye etmemelidir.
  • Çalışanlara, istemeleri durumunda tıbbi kayıtları verilmelidir.
  • İşyeri hekimi, yasal zorunluluk olmadığı sürece hastaya ilişkin kayıtlar ve tıbbi bilgileri üçüncü kişilere veremez ve onlarla paylaşamaz.

İşyeri hekimi, etkili hasta (çalışan) iletişimi için buradaki hususları dikkate almalıdır.

Hemen
kayıt ol
%25
indirimi kap!

Sunduğumuz Olanaklar

  • Konu Anlatımlı Ders Kitabı
  • İşyeri Hekimliği Özel Ders Çalışma Grubu

  • Ücretsiz Hap Notlar
  • Ücretsiz Sınava Hazırlık Kampı
  • Ücretsiz Online Denemeler

  • Dersleri Tekrar İzleme İmkanı

  • 10 Yıllık Tecrübe

Bize Yazın

Hemen şimdi iletişime geçin, avantaj ve kampanyalardan yararlanma fırsatını kaçırmayın!

Öne Çıkan Blog Yazılarımız

Son dönemde öne çıkan blog yazılarımıza göz attınız mı?

Araştırmayı bırakın, bizi arayın!

Bütçe dostu işyeri hekimliği eğitimi